MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f-son, 35, 52/2-4, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, keşidecisi ... olan 9,050 TL bedelli tamamen sahte olarak oluşturulmuş çeki Denizbank/Akhisar Şubesi’ne ibraz ettiği, çekin sahte olduğunun anlaşılması üzerine banka tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık hazırlık ve yargılama aşamasındaki savunmasında suça konusu çeki açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği Mustafa isimli kişiden üzüm satışı karşılığında aldığını belirtmesine rağmen, yargılama aşamasındaki diğer savunmasında Manisa Alaşehir’de ... diye bildiğim isimli kişiden 21 ton yaş üzüm karşılığında aldığını ifade ederek, çeki aldığı kişi konusunda çelişkili beyanda bulunması, çeki aldığı kişiye dair açık kimlik ve adres bilgisini sunamaması, çeki aldığı kişi ile aralarında gerçekleşen hukuki ilişkiyi ortaya koyacak fatura, sözleşme yada herhangi bir delil ibraz edememesi, çekte yapılan inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz raporunda söz konusu çekin tamamen sahte olarak elde edildiği, ön ve arka yüzünde yazılı bulunan tüm el yazıları ile atılı bulunan keşideci ve cirantacı imzalarının sanığın eli ürünü olduğu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporda ise çekteki keşideci imzasının sanığın eli ürünü olduğunu gösterir yeterli nitelik saptanmadığı, ancak arka yüzde yer alan Şerif Taşçı isim yazısı ve altındaki imza ile çekin ön yüz yazılarının sanığın eli ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaatin bildirilmesi, banka yazıları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın niteliklikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında verilen Eşme Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2002/124 Esas, 2003/104 Karar sayılı ilamında, 7 gün hapis cezasının 647 sayılı TCK’nın 4. maddesi uyarınca 50.883.000 TL adli para cezasına çevrilmesi karşısında, tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; "hüküm fıkrasından tekerrüre ilişkin kısım çıkartılmak suretiyle" hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.