1. Hukuk Dairesi 2016/12622 E. , 2017/159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma talebi değerden reddedildi. Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, satış sözleşmesinin edimin imkânsızlığı nedeniyle feshi ve buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı; harici sözleşme ile 73 parsel sayılı taşınmazdaki F Blok 4 ve 7 numaralı dairelerin davalıya satıldığını, aynı sözleşmeye imza atan, .. ..."ün 73 parsel sayılı taşınmazda kat karşılığı inşaat yapmayı taahhüt eden müteahhit firmanın yetkili ve temsilcisi olduğunu, davalıya satılan iki dairenin de aslında ...tarafından satılmış olmasına rağmen, daireler davacı adına kayıtlı olduğundan sözleşmede satıcı olarak görüldüğünü, davalıya satılan iki dairenin bulunduğu F blokun harici sözleşmenin yapıldığı 20.01.2000 tarihinde de temeli atılmamış arsa vaziyetinde olup, halende arsa vaziyetinde olduğunu, edimin imkansızlığı nedeniyle sözleşmenin feshine, 73 parseldeki F blokta bulunan 4 ve 7 numaralı dairelerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının iyi niyetli olmadığını, taşınmazların değeri olarak 3.000 TL. gösterdiğini ancak 75.000 TL olarak tespit edildiğini, uhdesinde bulunan dairelerin rayiç değerlerinin ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların keşfen belirlenen bedelinin yatırılması hususunda davacı tarafa iki kez önel verilmesine rağmen, iadenin denkleştirişi adalet ilkesi uyarınca yapılması gerektiğinden bahisle verilen önellere uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; eldeki dosyanın davacısı ... ve davalısı ... aleyhine ... ve dava arkadaşları tarafından eldeki davadan önce, 01.01.2007 tarihinde Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/28 esas sayılı dosyasında, eser sözleşmesinin feshi ve tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile ‘…, F blok 2.kat 4 numaralı, F blok 4.kat 7 numaralı …. bağımsız bölümlerin davalı… ... … adına
./..
olan tapu kayıtlarının iptali ile; 64/192 payının Sezai ... 64/192 payının ... 13/192 payının ... 13/192 payının Arif ... 13/192 payının... 13/192 payının Mehmet ... 12/192 payının...adına tapuya kayıt ve tesciline, …’ dair verilen kararın derecaattan geçerek 21/04/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle tartışılması gereken hususun, Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/28 Esas, 2012/254 Karar sayılı ilamının 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde (1086 sayılı HUMK."nun 237.maddesinde) düzenlenen “kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı" noktasında toplandığı kuşkusuzdur.
Hemen belirtilmelidir ki; kesin hükümden söz edebilmesi diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için her iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekir. Bu unsurları taşıyan kesin bir hükmün bulunduğu hallerde aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak ve aynı konuda yeni bir dava açılamaz; açılırsa bu dava dinlenemez, dava şartı yokluğundan reddedilir.
Somut olayda; dava konusu 4 ve 7 numaralı bağımsız bölümlerle ilgili eldeki davadan daha önce açılıp karar tarihinden sonra kesinleşen Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/28 Esas sayılı davasının tarafları, konusu ve dava sebepleri aynıdır.
Hâl böyle olunca; önceki dava sonucu verilip kesinleşen hükmün eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğunun mahkemece gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.