2. Ceza Dairesi Esas No: 2017/227 Karar No: 2017/3412 Karar Tarihi: 23.03.2017
Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2017/227 Esas 2017/3412 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin karşılıksız yararlanma suçlaması ile yargılandığı, ancak sanığın suçun sabit olmadığına karar verildiği bir davada karar vermiştir. Yüksek Ceza Genel Kurulu, önceki mahkeme kararını bozmak için dosyayı göndermiştir, ancak Daire incelemesi sonucu mahkemenin direnme kararı veremediği, verilen kararın bozmaya uyularak verilen bir karar olduğu belirlenmiştir. Mahkeme, sanığın suçun sabit olmadığına karar vermiştir, ancak gerçek zararın hesaplanması ve sanığın bu zararı belli bir sürede gidermesi halinde ceza verilmeyeceği bildirilmiştir. Bu karar, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesi ile desteklenmektedir. Ayrıca, dosyanın incelenmesi sırasında, karşılıksız yararlanma suçunun sabit olmadığına karar vermek için sanık hakkında yapılan araştırmada, abonesiz kullanım süresi tespiti için mahallinde bilirkişi aracılığıyla keşif, sanık ve tanıklardan soruşturma yapılabileceği, muhtarlık kayıtları ile belgelerin incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 5271 sayılı CMK'nın 6763 sayılı Kanun
2. Ceza Dairesi 2017/227 E. , 2017/3412 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dairemizin 26/02/2015 gün ve 2934 - 3853 sayılı bozma kararına karşı mahkemesince direnme kararı verilmesi üzere dosyanın gönderildiği Yüksek Ceza Genel Kurulunun 14/12/2016 gün ve 87 – 1396 sayılı gönderme kararı ile dosyanın dairemize gönderilmesi üzerine 5271 sayılı CMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 307. maddenin 3. fıkrası uyarınca yapılan inceleme sonucu her ne kadar mahkemesince direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, direnme kararında bozmadan önce verilen kararda yer verilmeyen yeni gerekçeler gösterildiği ve bu itibarla mahkemenin verdiği kararın direnme kararı olmayıp bozmaya uyularak verilmiş bir karar olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanık hakkında kuruma kaydı olmayan sayaç ile elektrik kullanıldığına dair tutanak düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alınarak, sanığın tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde sayaca müdahale edip etmediğinin tespiti açısından; sanığın tutanağa konu yerde hangi tarihler arasında oturduğu ve sayacın hangi tarihte takıldığı, muhtarlık kayıtları ile varsa telefon ve su aboneliğine ilişkin belgeler getirtilerek, zabıta araştırması, sanık ve gerekirse tanıklardan da sorulmak suretiyle abonesiz kullanım süresi saptandıktan sonra, mahallinde bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak, kurulu güç ile tutanak tarihinde saptanan sayaçtaki tüketim miktarının, sayacın takıldığı tarihe göre karşılaştırılması yapılıp, uyumlu olup olmadığına dair bilirkişiden rapor alınarak, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği belirlendikten sonra suçun sabit olduğunun tespiti halinde; 02/07/2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, katılan kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, katılan kurumun uğradığı gerçek zararın, vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre bilirkişiye hesaplattırılmasının ardından, mahkemece ödeme için makul bir süre de belirlenerek sanığa “katılan kurumun bilirkişi tarafından belirlenen zararını verilen süre içerisinde gidermesi halinde 6352 sayılı Kanun"un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair bildirimde bulunulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.