20. Hukuk Dairesi 2015/5587 E. , 2017/2333 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 26.05.2011 tarihli dilekçe ile müvekkillerinin murisi ..."e ait 15.10.1954 tarih 28 sıra nolu 45.950 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydının bedeli ödenmeksizin 19.02.1997 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ... tahdit haritası içine alındığını, mülkiyet hakkının kamu mülkiyetine dönüştüğünü, istihkak davası ile mülkiyetin iadesinin hukuken mümkün olmadığını, zararın oluştuğunu ileri sürüp fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 10.000-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline, taşınmazın ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 07.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 124.930-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline ve davacıların murisi adına olan tapu kaydının iptal edilip Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine; çekişmeli yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacıların murisi adına kayıtlı tapu kaydının ... kadastrosu sonucu ... sınırları içine alındığı, davacıların mülkiyet haklarının kamu mülkiyetine dönüştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 114.930-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır.
Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava açılırken nisbi tarifeye göre peşin harç ile ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi nisbi peşin harç ile ıslah harcının alınması gerekir. Nisbi peşin harç ile ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, nisbi peşin harç ile ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca dava dilekçesinde belirtilen 10.000,00-TL dava değeri üzerinden nisbi harç ile ıslah edilen miktar (114.930,00-TL) üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılara usulünce süre verilip, peşin harç ile ıslah harcının ödenmesi halinde 124.930,00-TL dava değeri üzerinden, peşin harcın ödenip ıslah harcının ödenmemesi halinde dava dilekçesindeki dava değeri (10.000-TL) üzerinden hüküm kurulması, peşin harç ve ıslah harcının ödenmemesi halinde ise dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulması bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 23.03.2017 günü oy birliğiyle karar verildi.