Esas No: 2021/8277
Karar No: 2022/4103
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8277 Esas 2022/4103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının arsasında bulunan binanın kendi parseline tecavüzlü olduğunu belirterek elatmanın önlenmesini talep etmiş, mahkemece verilen ilk kabul kararı sonrası Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine yapılan muhakeme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozmaya muhalif olan hakim ise raporların yetersiz olduğunu ve tecavüzün varlığına dair emarelerin yanında zararın da doğması gerektiğini belirterek kararın bozulması gerektiğini savunmuştur. Davalı adına gelen olmadığı için yargılama sürecinde açık duruşmaya başlanmış ve süresinde olması nedeniyle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek kararın ONANMASINA karar verilmiştir.
- Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun \"Komşuluk Hukuku\" başlıklı 689. maddesi
- Medeni Kanun'un \"Mülkiyet Hakkı\" başlıklı 714. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01/10/2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kâl talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07/06/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Karşı taraf davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 3.815,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı kayden malik olduğu Kağıthane İlçesi, Merkez Mahallesi'nde bulunan 282 sayılı parsele, davalıya ait bitişik 9599 sayılı parselde bulunan binanın tecavüzlü olduğunu belirterek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk kabul kararı sonrası, Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17/01/2017 tarihli ilamı ile karar bozulmuştur. Bozmaya uyularak verilen ve incelememize konu 2. Mahkeme kararı ile yine davanın kabulüne karar verilmiş olup, sayın çoğunluk kararın onanması görüşünde bulunması sebebiyle, bozmaya ilişkin muhalefet görüşüm aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
1-Mevcut davada ihtilaf, davalı arsası üzerinde bulunan binanın, davacıya ait parsele tecavüzlü olması noktasında bulunmaktadır. Bozma öncesi yapılan inceleme sonucu sınır boyunca ince-uzun bir üçgen halinde 10 m2'lik kısmın, davacıya ait arsaya tecavüzlü olduğu belirlenmiş; bu kısma tekabül eden, davalıya ait depo nitelikli ve çelik konstrüksiyon malzemeden yapılmış tek katlı binanın yıkılması yönünde karar tesis etmiştir.
2-Yargıtay 1. Hukuk Dairesi olay yerine uygulanmayan aplikasyon krokilerinin uzman bilirkişi heyetince mahalline uygulanmasını, elektronik aletle ölçüm yapılarak varsa tecavüz edilen alanın miktarının belirlenmesi gerekçeleri ile kararı bozmuş; mahkemece bozmaya uyulmuş ve uzman heyet marifetiyle yaptığı inceleme sonucunda, bilirkişiler tarafından düzenlenen asıl ve ek raporu hükme esas almıştır.
3-Bilirkişi heyeti 04/11/2019 tarihli raporunda tecavüzü belirleyerek, bu alanın 7,90 m2 olduğunu açıklamışlar inşaat bilirkişisi ise yıkım masrafının 17,000 TL olabileceğini açıklamıştır.
4-Öncelikle hükme esas alınan bilirkişi raporları olayı çözüme kavuşturacak yeterlilikte bulunmamaktadır. Şöyle ki, dosyada alınan raporlar itibariyle tecavüzlü alan yönünden farklı ölçümler bulunmakta olup, bu iki rapor yönünden telif niteliğinde üçüncü bir rapor alınması gerekirken, bu hususun düşünülmemesi bozma sebebidir.
5-İnşaat bilirkişisi tarafından yapılan hesaplama ile bozma öncesindeki rakam nerede ise birbirinin aynısı olup, aradan geçen 3 yıla rağmen bu rakamların benzer çıkması reel ekonomi gerçeklerine uygun olmadığı için bu konuda yeniden rapor alınması gerektiği kanaatindeyim.
6-Raporlar itibariyle bir tecavüzün varlığına dair emareler bulunması itibariyle asıl olanın, davacının mülkiyet hakkının korunması ve zararına sebebiyet veren durumun ortadan kaldırılması olacağı açıktır. Ancak sadece tecavüzün varlığının belirlenmesinin başlıbaşına davanın kabulüne yetmeyeceği, bunun yanında davacının bir zararının da doğması şarttır.
7-Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme esasen yukarıda belirtildiği şekilde yetersiz olduğu gibi, 6. Fıkrada belirtilen hususlarda mahkemenin bir gerekçesinin de bulunmadığı, delilleri alt alta yazmak suretiyle gerekçesiz olarak kararın tesis edilmesi sebebiyle de kararın bu yönden de bozulması gerekir.
8-Mahkemece komşu taşınmazın konumu, binanın kullanma amacı gibi hususların yeterince araştırılmadığı, komşuluk hukuku yönünden gerekçe oluşturmadığı belirgindir.
9-Tarafların durumu ayrıntılı değerlendirilip, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilerek, objektif her normal insanın duyarlılığına göre el atmaya katlanma durumu hakkında bir sonuca varılması gerekirdi.
Yargıtay uygulamasında açıklandığı üzere, "katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna" varılması gerekirdi.
10-Olayın gelişimine bakıldığında, davacıya ait parsel "kargir imalathanesi" olarak tapuya tescilli, davalıya ait parsel ise "kargir fabrikası" niteliği ile tapuya tescillidir. Davalı bu yeri üzerindeki bina ile 1984 yılında, davacıdan önce edinmiş olup, üzerinde cins değişikliği vb. çalışmaların yapıldığı raporlar kapsamında sabittir.
Böylece uzun yıllar önce metrik, sonra bürolar marifetiyle yapılan ölçümlerle bugüne gelinmiş olup, yapılan bilirkişi incelemelerinden de anlaşılacağı üzere ne kadar alana tecavüz edildiği tespit edilememektedir.
11-Bütün bu açıklamalar ve bilirkişilerin belirlediği uzun bir üçgen şeklindeki tecavüzlü binanın, çok eskiden yapılmış olması, davalının kasti bir davranışının bulunmaması karşısında; yeniden inceleme talebimiz kabul edilmese bile, tecavüzlü alanın yıkımının hakkaniyete uygun olmayacağı açıktır. Tecavüzlü gözüken alan, davacı yönünden katlanılabilir, hoşgörü sınırları içinde kalan, tecvizi kabil bir yer niteliğinde bulunmakla, mahkemece bu yönler değerlendirilerek yıkım talebinin, komşuluk hukuku gereğince reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
12-Neticeten yukarıda yapılan açıklamalar gereğince gerek usul ve gerekse esas yönünden mahkeme kararının bozulması gerekirken, onanmasına dair sayın çoğunluk kararına karşı muhalifim.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.