BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1166 Esas 2019/321 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/1166
Karar No: 2019/321
Karar Tarihi: 14.05.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1166 Esas 2019/321 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1166 Esas
KARAR NO : 2019/321 Karar
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 11/12/2018
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilİ firmanın ...A.Ş.hazır giyim ihracatı amaçlı olmak üzere Danimarkalı ve Türk olmak üzere iki ortaklı bir şirket olup 2 ortak tarafından 25.02.2016 tarihinde kurulduğunu, kurulduğu günden bu güne kadar sadece Danimarka piyasasına ihracat yaptığını, ilk ihracat beyannamesini 25.03.2016 tarihinde açıldığını, Müvekkilinin kumaş imalatı işiyle uğraşan davalı ... Şti ile 2016 yılının başlarında çalışmaya başlamış ilk fatura tarihi ise 25/02/2016 tarihi olduğunu ve 25/02/2016 tarihinden bu güne kadar 235.000 metre kumaş alımı yapıldığını ve gerçekleşen fatura toplamı 934.000€ olduğunu, Müvekkili firmanın imal ettiği kıyafetleri ...'ya sunmaya başladıktan sonra ilk olarak 2017 yılı içinde şikayetler ve geri dönüşler başladığını, müşterilerden gelen şikayetler pantolonların kumaşlarının kötü bir hal aldığı ürünlerin elastikiyetinde bozulmalar ve likrada kopmalar meydana geldiği konusunda olduğunu, olayın müşteriler ve firmanın itibarı nezdinde sorun çıkarmaya başlaması üzerine bir toplantı organize edildiğini ve 2017 yılı Ağustos ayında ...Hotelde Müvekkili Firmanın, davalı ... tekstil, ..., ve ...nin katıldığı toplantıda ilk olarak likra sorunu gerçek anlamda Davalı firma ... tekstile iletildiği, konu Linex firmasından gelen ürünlerde olduğunu ve acilen çözüm beklediğini ileten bir mail gönderildiğini, Müvekkili firma ürünlerdeki hatanın artması üzerine durumu 07/09/2017 tarihinde davalı ... tekstile mail ile iletmiş mailde eğer hatanın kumaş üzerinde çıkması üzerine bu sorumluluğu yüklenmeleri gerektiğini ve zararın bir an önce giderilmesini talep ettiğini, Davalı firmanın aynı gün içinde geri dönüş sağlayarak bozuk likra konusunda teknik departman ile görüşmelerin tamamlandığını ve hatanın kendilerinden değil konfeksiyon firmalarının dikiş işleminden kaynaklı olduğunu ve sorumluluğun kendilerinde olmadığını iddia ettiklerini, Davalı firmanın yapılan görüşmelerde sorunun dikimden kaynaklandığını iddia etmesi üzerine ... firması 3. bir kişiden bir rapor alınması hususunun sorun olup olmayacağını sorması üzerine Davalı tarafından cevaben 09/09/2017 tarihinde mail ile verdikleri cevap üzerine 3. bir kişiden rapor alınmasının hiç bir sorun yaratmayacağını belirttiklerini, Hali hazırda davalı firma, ...'dan alınan rapor üzerine hiç bir cevap vermeyince ikinci olarak müvekkil firma 28/11/2017 tarihinde ...Üniversitesine başvuru yapmış bunun sonucunda ...Üniversitesinden 04/ 12/2017 tarihli bilirkişi raporunda " %67 viskoz, %29 polyamid, %4 elastan olduğunu beyan edilen ürünlerin dikiş etrafında likra kaçıklarının görüldüğü belirtilerek hatanın nereden kaynaklandığı sorulmaktadır. labaratuarımız da yapılan incelemeler neticesinde elastanların sadece dikiş yerlerinde değil kumaşların yüzeyinde de koparak ortaya çıktığı tespit edilmiştir. sonuç olarak; bölüm elemanlarımızdan oluşan uzman kurulumuz, söz konusu hatanın kumaştan kaynaklandığı kanaatine varıldığını ve rapora karşı davalı tarafın hiçbir cevap vermediğini, Danimarka'daki ... firmasının artık ürünlerin satışını durdurduğunu müşteri kaybı yaşadığını bu yüzden elindeki ürünleri de müvekkil firmaya iade edeceğini belirtmiş üstüne de müvekkil firmaya 13/02/2018 tarihinde 18.204,72 Euro bedelli bir iade gönderildiği, 14/02/2018 tarihinde müvekkil firma bu iadeler üzerine Davalı firma ...'ya kar marjını yansıtmanın etik olmayacağını belirterek sadece 12,525.52 Euro tutarındaki kısmın reklamasyon olacağını belirttiğini, incelemeler devam ederken Davalı firma kendi yaptığı testlerde Danısh Technologıcal Instıtute alınan raporda çok ilginç bir şekilde kumaşı hali hazırda yanlış ürettiğinin farkına varıldığını, ürünlerde kullanılan kumaşın İlk çalışmaya başlandığında kalitesi 250 gr/m2 ve % 67 viskon, % 29 polyamid, % 4 elastan şeklinde konuşulup anlaşmaya varılmış fakat sonrasında davalı firma bu oranlara dikkat etmeyip ürünün içeriklerini yanlış hazırlayarak müvekkile sunmaya devam ettiğini, Danimarka'daki firma ...den gelen talep üzerine kumaşın daha kaliteli olması için ağırlık 270 gr/m2 olarak değiştirildiğini ve davalı firma ... tekstil bundan dolayı yeni fiyat talebinde bulunduğunu, müvekkil ile davacı her konuda antakt kaldıkları halde kumaş içeriklerini yanlış kompozisyonla üretmeye devam ettiğini, ancak kumaşta çıkan likra patlağı için kendi yaptıkları testlerde kumaşın yanlış kompozisyon ile üretilmiş olduğunu davacı kendisi 05/03/2018 tarihinde gönderdiği mail ile itiraf ettiğini, fakat hali hazırda tüm çalışmaları 250 gr/m2 Kumaş karışımı taleplerinin olduğunu ve davalı firmanın onayı neticesinde 270 gr/m2 ye çıkartılmış olduğu bilgisi verilmiş ise de bu sefer verilen kumaşlar da % 67 viskon olması gerekirken % 76 viskon olmuş, % 29 polyamid olması gerekirken % 21-22 polyamid ve % 4 elastan olması gerekirken % 3 elastan olduğunu, Müvekkil firmanın en son olarak Davalı firmaya ödemeleri gereken 60.000 Euro yakın bir bedel olduğunu en sorunsuz şekilde bu bedelden o zaman için olan 18.000 Euro zararın düşülerek 42.000 Euro olarak ödeme yapma teklifini tekrar etiğini, önceki toplantılarda sözlü olarak bu zararı karşılayabileceklerini ve bedelin ne olduğunu kendilerine iletilmesini isteyen davalı firma bu şekilde bir ödemeyi de kabul etmediklerini, Sırf kumaştaki likra hatasını kabul etmeyen üstüne kumaşın kompozisyonunda dahi hatalar yapan davalı firma müvekkilin itibar ve değer kaybına uğramasına sebep olduğunu, müvekkil firmanın danimarka da hem müşterilerinin nezdinde hem iş yaptığı firma nezdinde güven ve itibarı da zedelendiğini, müvekkil firmanın davalı şirketten kumaş alarak imal ettiği ürünlerdeki ayıbı yani likra problemini giderebilme yada düzeltebilme imkanı olmadığını, müşterilerine oranları yanlış olarak yapılmış yanlış kompozisyonlarda üretilen kumaştan giyim ürünü yaptığını bilmediği için müşterilerine de yıkama ve ürün içeriklerini yanlış etiketlemee yaptığını beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek şimdilik 30.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, ayıplı ihbar sürelireni riayet edilmediğini ve yetkili Mahkemenin Bursa Mahkemelerinin olduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın Bursa Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu madde hükmüne göre; taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, takip ve dava, yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen (yetkili) icra müdürlüğünde ve mahkemede açılır. Bu durumda, yetki sözleşmesi, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin ve mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında imzalanan çeşitli tarihli satış sözleşmelerinde; ihtilaf halinde Bursa Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu hususunun kararlaştırıldığı, tacir olan taraflar arasında usulüne uygun şekilde yetki sözleşmesi yapıldığı, 6100 Sayılı HMK'nın 17/1. maddesine göre usulüne uygun yetki sözleşmesi düzenlenmesi durumunda davanın sadece sözleşmede öngörülen mahkemede açılabileceği, mahkememize açılan davada usulüne uygun yetki itirazının bulunduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde talep halinde, dosyanın yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK 331/2. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme üzerine, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip ...
e-imzalı
Hakim ...
e-imzalı
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.