17. Hukuk Dairesi 2015/10831 E. , 2018/5520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının işleteni olduğu ambulansın yaptığı tek taraflı kazada, araçta bulunan davacıların eşi/ annesi/ çocuğu olan Sema"nın öldüğünü, ölüm olayı nedeniyle davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek davacılar için toplam 275.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davada idari yargının görevli olduğunu, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu, kaza tarihinden faiz isteminin yersiz olduğunu, davanın araç sürücüsü ve sigortacısına ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı Murat için 20.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... ve Kibar için 10.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 85. maddesi gereği, davaya konu kazayı yapan aracın işleteni olan davalı Sağlık Bakanlığı"nın bu sıfatı nedeniyle zarardan
sorumlu olduğu ve davalının bu sıfatı nedeniyle, anılan Kanunun 85/5. maddesi gereği, araç sürücüsünün kazadaki kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu gözetildiğinde, davalının sorumluluğuna hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacılar... ve Kibar için manevi tazminatın takdirinde, TBK"nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; davalının sorumluluğunun temeli haksız fiil olduğundan, haksız fiil (kaza) tarihi itibariyle davalının mütemerrit olduğunun kabulü ile temerrüt faizine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin eşi ve çocuğu olan davacılar Murat ve Serhat için toplam 175.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek bu davacılar için hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacı Murat"ın eşi ve Serhat"ın annesi olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, bu davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacılar yakınının kazanın oluşumunda hiçbir
kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı Murat ve Serhat için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu davacılar yönünden somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar ihtiyari dava arkadaşları olduğundan, davacılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacılar için hükmedilen tazminatlar toplamı üzerinden tek vekalet ücreti takdir edilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.