1. Hukuk Dairesi 2014/15971 E. , 2017/142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş ise de, duruşma isteğinden vazgeçilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, davalı vekili duruşma isteğinden feragat ettiğinden gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, murisleri ışındaki diğer davalıların geçersiz veraset ilamı ile üzerlerine intikal ettirip sonrasında da Kooperatif"e sattıklarını, intikalde kullanılan veraset ilamının iptal edildiğini ileri sürerek, taşınmazların tapularının iptali ile payları oranında adlarına tesciline; aksi takdirde, 10.000,00-TL tazminatın Kooperatif dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, işlemlerin geçerli olduğunu, olağan zamanaşımı süresinin de dolduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iptal edilen veraset ilamı ile yapılan intikalin ve satışın yok hükmünde bulunduğu gerekçesiyle davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu....13555 ada 6, 7 ve 8 sayılı parsellerin ... kayıtlı iken, 19/02/1988 tarih ve 1988/139-174 es., kar. sayılı veraset ilamına göre mirasçıları gözüken ..., ... ve ..."ün 26/02/1988 tarih ve 13891 sayılı vekaletnameleri gereği vekilleri olarak hareket eden, ... ve ... adlarına intikal ettirildiği; anılan taşınmazların yine vekil Edip Sezersan tarafından vekaleten hareketle 15/04/1988 tarih ve 2161 yevmiye sayılı resmi akitte .... satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir.
./..
Diğer taraftan, intikal ve satışta kullanılan 1988/139-174 es., kar. sayılı veraset ilamının İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/2208 - 2010/359 Esas-Karar sayılı ilamıyla iptal edildiği ve ...... ve ..."ün davacıların murisi olarak görünen... Münire ile ırsen bir bağlarının bulunmadığı ve mirasçı sıfatını taşımadıkları da saptanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden ve yukarıda değinilen olgulardan, eldeki davanın muris... Münire"nin terekesi adına açılması gerektiği ve elbirliği halinde mülkiyet hükümlerinin geçerli bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 701. maddesinde "Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. Nitekim, TMK"nın 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir.
Somut olayda, muris... Münire"nin bir kısım mirasçıları olarak görünen davacılar kendi miras payları oranında istekte bulunduklarına göre, davanın başından beri görülebilirlik özelliği taşımadığı açıktır.
Hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.