3. Hukuk Dairesi 2016/22726 E. , 2018/9361 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafça dövülerek evden kovulduğunu, bu sebeple evlenirken çeyiz olarak getirdiği kendisine ait ev eşyalarını davalı taraf ile yaşadıkları müşterek konutta bırakmak zorunda kaldığını, mahkeme kararı ile tespiti yapılan dava konusu ev eşyaları ile evlilik birliği içinde davacıya verdiği ve kendisine iade edilmeyen 5 adet bilezik, 13 adet cumhuriyet altını ile 6 adet çeyrek altının aynen iadesini, bu mümkün olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 16.392,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; cevap dilekçesinde tek tek saymış olduğu ve davacının talep ettiği ev eşyaları arasında yer alan bir kısım ev eşyasının evlilik birliği içerisinde beraberce alındığını, davacının evlenirken kendine ait bir adet bileziği olup, kendisinin de davacıya evlenirken iki adet bilezik taktığını, bu üç adet bileziğin ise iade şartı bulunmaksızın evlilik birlikteliği içinde beraberce bozdurularak harcandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; eşyalar yönünden davanın kısmen kabulü ile; ....... sayılı kararıyla tespit edilen ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde eşyaların toplam değeri olan 2.238,00 TL"nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, ziynet eşyaları yönünden ise; 2 adet 24 gr. bileziğin dava tarihi itibariyle değeri olan 3.888,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
./..
-2-
2-Uyuşmazlık, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.
Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını veya bozdurulduğunu ispat yükü altındadır.
Somut olayda, davacının iddiası; evlenirken beraberinde getirdiği ev eşyalarının davalı tarafta kaldığı ve ziynet eşyalarının da evlilik birliği içinde davalı tarafından bozdurulup harcandığına ilişkindir. Davacı bu iddiasını ispatla yükümlü olup, davacıya ait 3 adet bileziğin evlilik birliği içinde bozdurulup harcandığı davalının kabulündedir. Davalı her ne kadar bu 3 adet bileziğin iade şartı olmaksızın bozdurulup harcandığını iddia etmiş ise de; bu iddiasını ispatlayamamıştır. Dinlenen davalı tanıklarının da davacının evlenirken kendisine ait bir adet bileziği olduğu, 2 adet bileziğin ise davalı tarafından davacıya takıldığı ve evlilik sırasında bu bileziklerin bozdurulup harcandığı yönündeki beyanları karşısında davanın 3 adet bilezik yönünden kabulü gerekirken iki adet bilezik yönünden kabulü doğru olmamıştır. Ev eşyaları yönünden ise; davacının dava dilekçesinde belirttiği eşyaların davalı uhdesinde olduğu mahkemece yapılan tespit ile sabit olduğundan ve davalı her ne kadar davacının talep ettiği ev eşyalarından cevap dilekçesinde tek tek saydığı bir kısmının evlilik birliği içinde birlikte alındığını iddia etmiş ise de, dosya kapsamı itibariyle bu iddiasını ispata yönelik bir delile rastlanmadığından, ayrıca ev eşyalarına ilişkin olarak dinlenen davacı tanığının; davacının evlenirken Ordu"daki evinde bulunan ev eşyalarını büyük bir kamyon ile .... taşıttığını gördüğü yönündeki beyanları karşısında, davacının ev eşyaları yönünden de davasını ispatlamış olduğu anlaşılmakla dava konusu ev eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
../...
-3-
O halde, mahkemece; yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, davacı tarafça varlığı ve bozdurularak harcandığı ispatlanan toplam 3 adet bilezik ile davacının talep ettiği ev eşyalarının tümü yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.....