Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5634
Karar No: 2017/2325

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5634 Esas 2017/2325 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5634 E.  ,  2017/2325 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 12.05.2014 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin kayden maliki olduğu ... ili,... ilçesi, ... beldesi, Merkez mahallesi 114 ada 11 ve 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün ... olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu, tapu iptali ve tescil davasında haksız yere yargılama gideri ve vekalet ücreti ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 5.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 22.01.2015 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesiyle toplam 18.394.-TL tazminatın 5.000.-TL"sinin dava tarihinden, kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 18.394.-TL tazminat bedelinden 5.000,00.-TL"sının dava tarihinden, 13.394,00.-TL"sının ıslah tarihi olan 25.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2003 yılında yapılan kadastro sırasında 114 ada 11 parsel sayılı 4.342,76 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile davacı adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından açılan, ... Yönetiminin katıldığı dava sonucu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/147 E. - 2008/119 K. sayılı ilamıyla 114 ada 11 sayılı parselin (A) ile işaretlenen 1.197,52 m2 yüzölçümlü kesiminin ... olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 24.09.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün 03.03.2010 tarihinde infaz edilmesi üzerine 114 ada 17 ve 18 sayılı parsellere ayrıldığı, 114 ada 17 sayılı parselin 1.197,52 m² yüzölçümlü olarak ... niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, 117 ada 11 parsel sayılı 5.541,17 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı uygulanarak fındık bahçesi ve tarla niteliği ile davacı adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından açılan, ... Yönetiminin katıldığı dava sonucu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/124 E. - 2009/21 K. sayılı kararıyla 117 ada 11 sayılı parselin (A) ile işaretlenen
    1.550,62 m² yüzölçümlü kesiminin ... olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 24.09.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün 03.03.2010 tarihinde infaz edilmesi üzerine 117 ada 32 ve 33 sayılı parsellere ayrıldığı, 117 ada 32 sayılı parselin 1.550,62 m² yüzölçümlü olarak ... niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 12.05.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
    Diğer taraftan, hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazların arsa niteliğinde bulunmadıkları, 117 ada 32 parsel sayılı taşınmazın üzerinde 25-30 yaşlarında fındık bahçesi olduğu, 114 ada 17 sayılı parselin üzerinde ise ... ağaçları bulunduğu açıklanıp, 114 ada 17 parsel yönünden ... ağaçlarının kerestelik tomruk geliri ve yakacak odun geliri üzerinden, 117 ada 32 sayılı parselin ise fındıklık geliri üzerinden dava tarihindeki değerleri belirlenmiştir.
    Yine hükme dayanak yapılan raporda çekişmeli taşınmazlardan 114 ada 17 saylı parseldeki ağaçların dikme olmayıp doğal yollarla oluşan ... ağaçlarının bulunduğu belirtildiği halde, anılan taşınmazın arazi niteliği itibariyle çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp net gelir metodu ile gerçek değerinin tespit edilmesi gerekirken ... ağaçlarının kerestelik tomruk geliri ve yakacak odun geliri üzerinden m² birim fiyatının belirlenmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde, çekişmeli taşınmazlar arazi niteliğinde olduklarından çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak, taşınmazların sulu-kuru olup olmadıkları, bitki örtüsü, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki
    konumları gözetilerek kapama fındık bahçesi niteliğinde olan yerler yönünden fındıklık olarak, ... ağaçlarının bulunduğu kesim yönünden tarla niteliği itibariyle çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle tapu iptali ve tescil davalarının kesinleştiği tarihteki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerlendirme tarihine göre tespit ettirilmesi, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazların zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 23.03.2017 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi