Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1285
Karar No: 2017/4573
Karar Tarihi: 01.06.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1285 Esas 2017/4573 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/1285 E.  ,  2017/4573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2007 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararına itiraz talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen reddine, kısmen tefrikine dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, Mera Komisyonu tarafından yapılan tahsisle sınırlarının yanlış tesbit edilerek yaylalarının bir kısmının orman sahasında bir kısmının özel mülkiyet kapsamında kaldığını, yaylaya ait ferman ve mahkeme kararları bulunduğunu, yayla sınırlarının tesbit edilerek düzeltilmesini, köyleri adına sınırlandırılmasını istemiştir. Davacı... Tüzel Kişiliği temsilcisi Kadastro Mahkemesinin 03.11.2006 tarihli duruşmasındaki imzalı beyanında;.... İli ... İlçesi ... Köyü 18 nolu mera parseline dava açtığını, esasen ... Köyüne bırakılan mera parselinin .... İlçesi ... Köyünün merası olduğunu, böyle olduğu halde köyünün merasının ... Köyüne tahsis edildiğini, 18 nolu mera parseli üzerinde... Köyünün hakkı olduğunu beyan ederek, dilekçesini açıkladığını bildirmiştir.
    Davalı ... temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini, davalı ... temsilcisi aleyhlerine açılan davanın Şebinkarahisar Kadastro Mahkemesinin yetki sınırları içerisinde bulunmayıp ... Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğunu, yetki yönünden itiraz ettiğini ve yetkisizlik kararı verilmesini, davalı ... İdaresi temsilcisi ise açılan davanın orman ile bir ilgisi olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, ... Köyü Tüzel Kişiliğine karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... Kişiliğine karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... İdaresine karşı açılan ve fen bilirkişilerin 23.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde C harfi ile gösterilen 1501720,05 m2 yüzölçümündeki kısma ve D harfi ile gösterilen 157746,55 m2 yüzölçümündeki kısma ilişkin davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydına, davalı ... Kişiliğine karşı açılan ve fen bilirkişilerin 23.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen kırmızı taralı 306849,84 m2 yüzölçümündeki kısma ilişkin davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava; Mera Komisyon kararının iptali ile davacı köy adına sınırlandırılması istemine ilişkindir.
    4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanımlamaya göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Yaylak ise çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlamaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerdir.
    Eldeki davada tahsis iş ve işlemleri 4342 sayılı Mera Kanunu uygulanmak suretiyle yapıldığından öncelikle, Mera Kanunu’nun amacı, arkasından “tahsis” sözcüğünden neyin anlaşılması gerektiği ve Mera Kanunu’na göre köy veya belediyelere mera tahsisi yapılırken üzerinde durulması gereken kuralların neler olduğu hususları irdelenmelidir.
    4342 sayılı Mera Kanununun 1. maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır. Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir.
    Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder.
    Tahsis, 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tarif edilmiştir. Kuşkusuz bir tahsis işleminin yapılabilmesi o konuda yasal düzenleme olmasına bağlıdır. Tarihi sürece bakıldığında, Osmanlı Hukukunda tahsisin kesin nitelikli olan padişah buyruk ve iradesini gösteren belgelerle (fermanlarla) yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyet döneminde ise tahsise olanak sağlayan çeşitli kanunlar çıkarılmıştır. Bu husustaki ilk düzenleme 474 sayılı Kanunla yapılmış, kanun kapsamına giren bölgelerde tahsis belgesi vermeye illerde valilik, ilçelerde kaymakamlık yetkili kılınmıştır. 2502 sayılı Kanuna göre tahsise mahalli hükümet yetkilidir. 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununda tahsise yetkili makam toprak tevzi komisyonları olarak kabul edilmiştir. 1757 sayılı Kanun, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunlarda da benzeri hükümler bulunmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanunu ise tahsise yetkili merciyi yine bu kanuna göre kurulan ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına yasanın öngördüğü iş ve işlemleri yürüten mera komisyonu olarak benimsemiş bulunmaktadır.
    Her ne kadar Mera Kanununun 4/2 maddesindeki “Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur” hükmü karşısında Mera Komisyonlarının henüz çalışmaya başlamadığı yerlerde kadim yararlanma iddiasının dinlenmesi mümkün ise de komisyonun çalışmalara başladığı alanlarda yasadan kaynaklanan idari bir tasarrufla yapılan tahsise karşı bu tür bir iddiaya dayanılamaz.
    Özetlenerek belirtmek gerekirse; Daha önceleri fermanlarla ya da kanuni düzenlemeye uygun yetkili makamlar tarafından tahsis edilen veya geleneksel olarak mera, yaylak ve kışlak olarak kullanıldığı tespit edilen yerlerin Mera Kanununun getirdiği hükümlere uygun olarak tespiti ile ölçümlemesi yapıldıktan sonra yeniden bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisine Mera Komisyonları yetkilidir. Çünkü sonraki dönemlerde mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma iddiaları ancak Mera Kanununun 21/1 maddesi gereği özel sicildeki kayda göre ispatlanabilir. O yüzden hak sahibi olabilmek için öncelikle lehe tahsis kararı bulunmalıdır.
    Kuşkusuz, Mera Komisyonları Kanunun 5. maddesine göre mera, yaylak ve kışlak kapsamına alınan bir yerin bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisini gerçekleştirirken yasanın öngördüğü kıstasları aramak ve tahsisi bu ölçülere uygun yapmak zorundadır. Bu konudaki Mera Kanununun 11. maddesi hükmü “Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma hakkı bulunur” 12. madde hükmü ise; “Komisyon, 11.inci maddeye göre belirlenen ihtiyacı karşılayacak miktarda mera, yaylak ve kışlaklar ile bunlarla ilgili sulama ve geçit yeri olarak tespit edilen alanları halkın ortak olarak yararlanmaları amacıyla, o köy veya belediye tüzel kişiliğine tahsis eder ve tahsis kararı valiliğin onayına sunulur. Bu kararda tahsis edilen yerin niteliği, miktarı, sınırları, hayvan sulama ve geçit yerleri, tahsis amacı, otlatma kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma hakkı ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilir…” şeklindedir. Görülüyor ki Mera Kanunu, komisyonca tahsis işlemi gerçekleştirilirken kadim yararlanma biçimini veya mera, yaylak ve kışlakların hangi köy veya belediyenin idari sınırları içinde ise o köy veya belediyeye tahsis edilmesi gerektiğini bir ölçü olarak kabul etmemiştir. Mera Kanunu’nun tahsis için kabul ettiği kıstas o köy veya belediyenin mera, yaylak ve kışlaklara olan ihtiyacıdır. İhtiyaç unsurunun belirlemesi yapılırken gözetilmesi gereken ölçütlerin neler olduğu de özellikle yasanın 11. maddesinde sıralanmıştır. Öte yandan ihtiyaç tespiti yapılırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenen normların dikkate alınması da zorunludur.
    Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece, taraflardan bildirecekleri delilleri istenip toplanmalı, bu arada çekişme konusu meraya ait mera komisyonunda mevcut işlem dosyası aslı veya onaylı örneği komisyondan eksiksiz getirtilmeli, konunun uzmanı olan ziraat mühendisleri ve hukukçu bilirkişiden oluşturulacak kurula komisyondan getirtilen mera, yaylak, kışlak, otlak, çayır tutanakları, tahsis için ihtiyaç tespit tutanağı, komisyon tahsis kararı raporu, çiftçi ve aile bildirim cetvelleri, geçim kaynağı tutanağı, hayvan varlığı cetveli, arazinin krokisi ve 1/5000 ölçekli haritası incelettirilmeli ve bu şekilde keşfe hazır olmaları sağlandıktan sonra yerinde keşif suretiyle inceleme yaptırılmalı, mera komisyonunun ihtiyaç tespitinde ve tahsiste Mera Kanununun 11. maddesindeki kıstaslara göre hata yapıp yapmadığı, hata varsa bunun nedenleri ve hangi kıstaslardan kaynaklandığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak bilirkişilerce saptanmalı, hata yapıldığı ve çekişme konusu meraya kısmen ya da tamamen davalının ihtiyacı olmadığı belirlenirse aynı yöntemle bu kez çekişmeli meraya davacının ihtiyacı olup olmadığı tespit ettirilmeli, bu yön yasadaki yönteme uygun şekilde kanıtlanırsa yararlanma hakkı tamamen veya kısmen ya da müştereken davacı köye bırakılmalı, aksi halde dava reddedilmelidir.
    Diğer taraftan Mera Komisyon kararı dışında kalan ve dava konusu yapılan yerler için ise; tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir. Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir. Mahkemece yapılacak keşifte; tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının, ferman veya mahkeme kararına dayanılıyorsa bu kayıtların yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera veya yayla olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir. Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacının hak iddia ettiği yer belirlenmeli mera komisyon kararı kapsamında kalan yerler için yukarıda açıklanan şekilde ihtiyaç tespiti yapılmalı, komisyon kararı dışında kalan yerler için ise yine yukarıda açıklanan şekilde geleneksel yayla araştırması yapılıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usul hükümlerine aykırı olarak davanın kısmen reddine, kısmen tefrikine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi