20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4559 Karar No: 2017/2323
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4559 Esas 2017/2323 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, topraklarının bir bölümünün hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini ve tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararının olduğunu iddia ederek, Bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verilmiş taşınmazdan Uğraşlık köyü 139 parsel sayılı arazinin bir bölümünün ... olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini belirterek daha sonra tazminat talebiyle dava açmıştır. Ancak, Davacı tarafların ıslah dilekçesindeki dava tutarı üzerinden yeterli harç yatırmaması nedeniyle, yargılama işlemlerine devam edilememiştir. Mahkeme kararı, harç ödenmeden yapılan bir ıslah dilekçesinin dikkate alınması nedeniyle usûl ve kanuna aykırı bulunduğundan bozuldu. Kararda belirtilen kanun maddeleri: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesidir.
20. Hukuk Dairesi 2015/4559 E. , 2017/2323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 28/01/2013 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin paydaş olduğu ... ilçesi ...köyü 139 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün ... olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararının oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 10.000,00.-TL tazminatın 07.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 26.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 239.593,86- TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsilini istemiştir. Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapunun iptal edilmesi sebebiyle dava tarihi itibariyle oluşan zarardan TMK"nun 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumlu olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne 239.593,86- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir. Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 , 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir. Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden aksi halde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.