12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/591 Karar No: 2019/8011 Karar Tarihi: 02.07.2019
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/591 Esas 2019/8011 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak, davacı daha önce uyuşturucu ticareti yapmaktan cezalandırılmıştır ve hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz eden taraflar arasında sadece davalı vekilinin temyiz isteği kabul edilerek, vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm fıkrasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen 3.000 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazinesine verilmesi şeklinde bir bent eklenmesiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri uygulanmıştır.
12. Ceza Dairesi 2019/591 E. , 2019/8011 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddine
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davalı vekilinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/87 Esas – 2015/96 Karar sayılı ceza dosyasında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan tutuklandığı, anılan suçtan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davacının eyleminin uyuşturucu madde kullanmak suçu kapsamında kaldığı kabul edilerek davacının 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği dikkate alındığında, bu aşamada hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, ancak mahkeme hükmünde belirtilen denetim süresi sonunda davanın düşmesi veya hükmün açıklanması halinde tazminat davasının şartlarının değerlendirilmesinin mümkün olduğu gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu itibariyle doğru kabul edilmiş, davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, davalı vekilinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu dikkate alınarak bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak; Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasına ""Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen 3.000 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Hazinesine verilmesine" şeklinde bir bent eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 02/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.