Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13927
Karar No: 2017/134
Karar Tarihi: 10.01.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13927 Esas 2017/134 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/13927 E.  ,  2017/134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVA TÜRÜ: ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL, TEMLİKEN TESCİL


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar, murisleri ... adına kayıtlı 179 parsel sayılı taşınmaza davalıların taşkın biçimde yapılanmak suretiyle haksız müdahalede bulunduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, haksız bir yapılanmadan söz edilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlar; bir kısım davalılar ise, birleşen davaları ile kendileriyle ilgili müdahaleye konu kısmın temliken adlarına kayıtlı 188 sayılı parsele ilavesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, yapılanmak suretiyle davalıların haksız müdahalesinin keşfen saptandığı; birleşen temliken tescil davasının koşullarının oluşmadığı, bir kısım temlik davacısının da davayı takipsiz bıraktıkları gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen reddine kısmen de açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.01.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat gelmedi, temyiz edilenler vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat, davalı ..., davalı ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:



    ./..


    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davalıların taşkın biçimde yapılanmak suretiyle haksız müdahalelerinin keşfen saptandığı; temliken tescil koşullarının da bulunmadığı anlaşıldığına göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 10.328.50.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 10.01.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif)





    -KARŞI OY-


    Dava, mülkiyete dayalı müdahalenin meni, kal ve ecrimisil, birleştirilen dava ise temliken tescile ilişkindir.
    Mahkemece, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
    Kabul edilen asıl dava değeri 6.8.2012 tarihli bilirkişi raporu ile toplamda 306.671,00 TL belirlenmiş olmasına rağmen hükümle birlikte "2.722,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.049,25 TL harcın tahsiline" karar verilmekle toplamda 13.771,35 TL karar ve ilam harcı alınmasına karar verildiği sonucuna varılmıştır.
    Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf konusu; taraflarca temyiz olmamasına rağmen yanlış hesaplanan, eksik alınmasına karar verilen harç nedeniyle hükmün bozulması veya düzeltilerek onanması gerekip gerekmediği noktasında düğümlenmektedir. Çoğunluk görüşü açıkça temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmayacağı yönündedir.
    Peşin harcın veya karar ve ilam harcının eksik alınması halinde bu eksikliğin resen gözetilerek mahkemelerce ve Yargıtayca tamamlatılacağı bütün ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay dairelerinin kabulündedir. (4.3.1953 tarih, 10/2 sayılı İBK, Dairemizin 25.2.2016 tarih, 2014/14602 E, 2016/2265 K, 12.1.2016 t. 2016/20E,2016/186 K, 14.12.2015t ,2014/12832E, 2015/14462K, 4.11.2015t, 2014/10653E, 2015/12605K, 10.11.2015t, 2014/11100E, 2015/12870K sayılı kararı vd.) Nitekim Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi “Harcı ödenmeyen işlemler: Madde 32 – Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında eksik harç alınması halinde, artık tarafların isteğine ve temyiz edilip edilmediğine bakılmaksızın eksik alınan harç tamamlatılmalıdır.

    ../...

    Somut olayımızda ise dava tarihi itibariyle belirlenen 306.671,00TL dava değeri üzerinden alınması gereken 20.948,00 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla birlikte alınan toplam 2.722,00TL harcın mahsubu ile bakiye 18.225,60 TL harç alınması gerekirken 11.049,25TL harç alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men"i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır...Noksan tesbit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır.” denmektedir. 30. maddede ise, muhakeme sırasında taşınmazın değerinin gösterilen değerden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip edilen celseye kadar noksan harcın tamamlanmaması halinde davaya devam olunamayacağı ve dosyanın HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılacağı düzenlenmiştir.
    Yargılama harçlarının alınması ve miktarı harçlar kanunu ile düzenlenmiş ve kontrol yükümlülüğü hakime verilmiştir. Bu nedenle harçlar ile ilgili eksikliklerin resen nazara alınacağı ilkesi yüksek Yargıtayca kabul edilmiştir. Şimdi resen gözetme ilkesi gereğince aynı hususta iki ayrı vatandaşın aynı değerde taşınmazları ile ilgili müdahalenin meni davası açmaları halinde bu iki davanın iki ayrı hakim tarafından görülmesi durumunda hakimlerden biri dava değerini resen gözeterek eksik harcı tamamlatsa, diğeri de ihmal ile veya bilerek tamamlatmasa, aynı davayı açan iki ayrı vatandaşın hakkına ulaşması, veya devletin aynı hizmeti bir vatandaşı için çok az bir bedelle(harç) verirken diğeri için hatırı sayılır bir bedel (harç) ödetmesi durumunda da yargı önünde eşitlik ilkesinin zedeleneceği açıktır.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Kanun önünde eşitlik ilkesini şu şekilde düzenlemiştir “ Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)(1) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. “
    Hak arama hürriyeti ise yine Anayasa’nın 36. maddesinde “ Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.(1) Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” Şeklinde,
    Mahkemelerin bağımsızlığı ise 38. maddede “ Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Şeklinde düzenlenmiştir.
    Anayasa’da da açıkça belirtildiği üzere yargı mercileri önünde Devlet ile vatandaş eşittir. Mahkemeler de Devlet ile vatandaş arasındaki ihtilaflarda ortadadır. Ne devletin ne de vatandaşın yanındadır.

    .../....



    Diğer yandan karar tarihinde halen yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 439/2 (HMK 369/1) maddesi de şu şekildedir." Mahkemei Temyiz iki tarafın iddia ve müdafaatiyle mukayyet olmayıp kanunun sarih maddesine muhalif gördüğü diğer esbaptan dolayı da temyiz olunan kararı nakzedebilir". Bu nedenlerle temyiz olmasa bile Anayasa’ya, Harçlar Kanununa ve hukukun genel ilkelerine açıkça aykırı olan yanlışlık resen düzeltilmelidir.
    Harcın eksik alınmasına karar verilmesi halinde bu hususun davalı tarafından temyize getirilmeyeceği gayet tabiidir. Yargılama sırasında harcı tamamlamayan veya hükümle birlikte kendisinden bakiye harç alınmasına karar verilmeyen davacı da bu hususu temyiz konusu yapmayacaktır. İşte bu nedenle kamu düzeninden olan harç hususunun resen gözetilmesi ilkesi benimsenmiştir.
    Bu açıklamalardan sonra Mahkemece Devletin alacağı olan eksik harç tamamlatılmalı, ihmal edilmiş ise (temyiz olmamasına rağmen) Yargıtayca resen görülmelidir.
    Yukarıda açıklandığı üzere keşfen belirlenen dava değeri üzerinden eksik nispi peşin harç yargılama sırasında tamamlanmadığı gibi hükümle birlikte de tamamlanmaması nedeniyle verilen kararın bozulması veya düzeltilerek onanması gerekirken, temyiz olmadığı gerekçesiyle “onama”ya karar verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi