8. Ceza Dairesi 2016/5094 E. , 2017/6108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığındaki karar tarihinin 30.11.2012 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I- Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenen dolandırıcılık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenen dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak, 5237 sayılı TCK.nun 158/1-son maddesi uyarınca aynı Yasanın 158/1-j maddesinde sayılan hallerde hapis cezası yanında hükmolunan temel gün adli para cezası, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirlenip, bu miktar üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin olarak sanığın, şikayetçi ...’e ait kimlik bilgilerini kullanarak, Garanti Bankası A.Ş.’ye müracaat ederek sahte kredi kartı çıkartmak ve bu kredi kartıyla alışveriş yapıp nakit çekmekten ibaret eylemlerinin TCK.nun 245/2. 43. ve 245/3., 43 maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden, tek suç kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz bulunmadığından; temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması isabetsiz ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanık lehine olması nedeniyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçun sabit olmadığına ve eksik araştırma ile karar verildiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın kendi fotoğrafını yapıştırdığı katılan ..."e ait nüfus cüzdanı fotokopisini kullanarak ... Derneği ... Şubesine başvurup 1068 TL bedel karşılığında 5 taksitle geri ödenmek üzere kömür aldığı olayda, Nüfus Müdürlüğü"nün maddi varlıklarından sayılan nüfus cüzdanını kullanması nedeniyle eyleminin, 5237 sayılı TCK.nun 158/1-d maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı Yasanın 157/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.