Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın eyleminin 765 sayılı TCK"nın 493/1 ve 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 116/1, 119/1-c maddelerinde tanımlanan suçları oluşturduğu, eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1, 102/3, 104/2. maddelerinin ve hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 6545 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki aynı suça uyan 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 5237 sayılı TCK"nın daha lehe olduğu ve bu suçlar için öngörülen cezaların türü ve üst sınırlarına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık genel zamanaşımının, suç tarihi olan 06.12.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.