1. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6428 Karar No: 2017/103 Karar Tarihi: 09.01.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6428 Esas 2017/103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, paydaşı olduğu taşınmazda bulunan daireyi, diğer paydaş olan davalının kira ödemeksizin kullanmasını gerekçe göstererek 5.000 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsili için dava açmıştır. Davalı ise evi tamamıyla kullanmadığını ve davacının taşınmazı kullanmasına engel olmadığını savunmuştur. Yerel mahkeme davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacının taşınmazdan yararlanma isteğini davalıya ilettiği tarihin başlangıcı araştırılarak sonucuna göre saptanan tarihten itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerektiği kanısına varmıştır. Bu nedenle davada bozma kararı verilmiş ve bozmaya uygun olarak işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak itirazlar incelenip araştırma yapılmadan yanlış bir şekilde hüküm verilmiştir. Bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi olarak belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi 2016/6428 E. , 2017/103 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, paydaşı olduğu 32 parselde bulunun daireyi, diğer paydaş olan davalının kira ödemeksizin kullandığını, ihtarname gönderilmesine rağmen davalının bir ödeme yapmadığını ileri sürerek, 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı, evin tamamını kullanmadığını, davacının şehir dışında yaşadığı için eve yerleşmediğini, davacının taşınmazı kullanmasına engel olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 3 Hukuk Dairesince; "Davacı tarafın ortak taşınmaz için davalıya gönderdiği kira istemli 11.10.2010 tarihli ihtarname ile intifadan men koşulu yerine gelmiştir. Yine, dinlenen tanık beyanlarına göre de davacının davalıdan kira talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının taşınmazdan yararlanma isteğini davalıya ilettiği tarihin başlangıcı araştırılarak sonucuna göre saptanan tarihten itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla "intifadan men koşulunun oluşup -oluşmadığı konusunda" taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğduğu ve bu durumun kamu düzeni ile ilgili olup re"sen değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
./..
Hâl böyle olunca; davacı tarafından gönderilen 11.10.2010 tarihli ihtarname ile intifadan men koşulunun gerçekleştiği, bu isteğin davalıya iletildiği tarihin başlangıç kabul edilerek, ecrimisilin hesaplanması gereği belirtilmesine rağmen, davalının 13.10.2010 tarihinde itiraz etmiş olduğu ve 11.10.2010 tarihinde tebliğ edilen 06.10.2010 tarihli ihtarname aslı getirtilmeden ve bu ihtarname ile davalıya bir süre verilip verilmediği saptanarak, ecrimisilin başlangıç tarihinin belirlenmesi, bu tarihe göre belirlenen ecrimisil miktarına Üretici Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle dava tarihine kadar hesaplanan ve davacı payına düşen miktara hükmedilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.