Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4555
Karar No: 2018/9330
Karar Tarihi: 02.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4555 Esas 2018/9330 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4555 E.  ,  2018/9330 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 27.02.2018 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı ve vekili gelmedi. Davacı vekili..... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; murisi ..."ın 27.04.2006 tarihinde vefat ettiğini, murisin ......... 05.07.1999 tarih ve 10326 yevmiye numarası ile düzenlediği vasiyetnamenin, ....... sayılı ilamı ile açılarak mirasçılarına okunduğunu, vasiyetnamenin kesinlik kazandığını, vasiyetname ile..... parsel numaralı taşınmaz üzerinde zemin ve 1.kat olmak üzere iki kat inşaat yapıldığının belirtildiğini, iki yatak odası, bir salon, bir oturma odası, bir banyo ve bir ..... ibaret 130 m²"lik 1. kattaki dairenin ve buna isabet eden arsa payının tamamının muris tarafından davacıya vasiyet edildiğini ..... 2011/930 E. Sayılı dosyası ile taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davası görüldüğünü ileri sürerek vasiyetnamenin tenfizi ile tapunu..... parsel numaralı 4.104 m² büyüklüğündeki taşınmazın 140m²"sinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili ile taşınmaz üzerindeki iki katlı binanın üst katının 140m² olması ve bu katın davacı tarafından yapılması nedeniyle iki katlı binanın üst katının davacıya ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... kendi adına ve velayeti altında bulunan...... adına mahkemeye sunduğu dilekçe ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
    .....
    Davalı ...; davaya cevap sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
    Davalı ...; hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını, vasiyetname ile davacıya bırakılan yerin belli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; vasiyetnamenin aynen tenfizi ile dava konusu......köyü, 393 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ....ilirkişinin 02/05/2013 tarihli raporunda E1 ile gösterilen 2 katlı binanan zemin üzeri 2. Katın bulunduğu brüt 140 m2 kullanım alanlı yerin davacıya ait olduğunun tespitine, dava konusu ...... köyü, 393 parsel sayılı taşınmazda davalı ..."ın 2216/362560, davalı ..."ın 604/362560, davalı..... 604/362560, davalı ...... 604/362560, davalı ..."ın 6570/362560 hisselerinin iptali ile bu hisselerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle taraf sıfatı kavramı üzerinde durulmalıdır:
    Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir (Bunun, Cumhuriyet Savcısının kamu yararının bulunduğu durumlarda bazı hukuk davalarını açabilme yetkisinin bulunması gibi bazı istisnaları vardır). Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceğinden sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Eş söyleyişle sıfat, dava konusu subjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.....
    O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir .......
    Görülmektedir ki, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def"i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
    .....
    TMK.nun 517.maddesine göre, miras bırakan bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir. Vasiyet alacaklısı kişisel (şahsi) talep hakkına sahiptir.
    Kendisine muayyen mal vasiyet edilen kişiler vasiyet edenin külli halefi olmayıp, cüz-i halefidir. Miras açıldığı zaman vasiyet edilen mal kendiliğinden vasiyet alacaklılarına geçmez.TMK."nun 600. maddesi uyarınca muayyen mal vasiyeti ile vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
    TMK"nun 600/1.maddesi "Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur" hükmünü ihtiva etmektedir. Maddede, vasiyet alacaklısının mirasçı değil, kişisel bir istem hakkına sahip olduğu ve bu hakkı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa mirasçılara karşı ileri sürebileceği düzenlenmiştir.
    Davaya konu tenfizi istenen vasiyetname incelendiğinde; vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmadığı, bu durumda vasiyetnamenin tenfizi davasının murisin yasal mirasçılarına karşı açılması gerektiği, murisin veraset ilamı incelendiğinde bir kısım yasal mirasçıların davada davalı olarak yer almadıkları görülmüştür. Taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesis doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davacı ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    ........

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi