Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/4095 Esas 2018/908 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4095
Karar No: 2018/908
Karar Tarihi: 20.03.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/4095 Esas 2018/908 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olması suçundan mahkum edildiği ve istinaf başvurusunun esastan reddedildiği ifade edilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucu, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtilmiştir. Ancak, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının koşullarına uyulmadığı gerekçesiyle hüküm BOZULMUŞ ve bu maddenin uygulanmasıyla ilgili kısımların düzeltilmesi kararı verilmiştir. Kararda, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı verildiği belirtilmiştir. TCK'nın 53. maddesinin yeniden düzenlenmesi ve uygulanmasıyla ilgili açıklamalar yapılmıştır.
16. Ceza Dairesi         2017/4095 E.  ,  2018/908 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet (istinaf başvurusunun esastan reddine)

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla;
    Sanık ve müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarından sadece, anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler ve 53/1-a-b-d-e bendindeki haklardan yoksunluğun ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1 maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.