14. Hukuk Dairesi 2016/13684 E. , 2017/4520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.03.2015 ve 15.12.2015 günlerinde verilen dilekçeler ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 23.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... ve birleştirilen dosya davacısı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 05/03/2015 tarihli dilekçesi ile (50.000 TL değer üzerinden) davacının 780, 781, 782 parsellerde paylı malik olduğunu, davalılar murisi..."nın dava konusu taşınmazdaki... payını satın aldığını ve adına tescil ettirdiğini ileri sürerek önalım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalılar vekili, murisleri..."nın dava konusu payı 1982 yılında satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, 32 yıl malik sıfatı ile kullanarak Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/128 Esas sayılı hükmen tescil dosyası ile 21.03.2014 tarihinde adına tapuya kaydettirdiğini, mirasçılar adına intikal ettirildiğini, taşınmazların değerinin çok yüksek olduğunu, fiili taksime göre kullandıklarını, davanın reddini savunmuştur.Davacı ... vekili 21.12.2015 tarihli dilekçesi ile aynı parseller ile ilgili önalım hakkına dayalı iptal ve tescil davası açmış, mahkemece 25.01.2016 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir.Mahkemece, 03/12/2015 tarihinde yapılan keşif sonucu fen bilirkişisi 11/12/2015 tarihli raporunda 780 nolu parselin tarla cinsli 95045.88 m², 781 parselin kanal cinsli 3200.00 m², 782 parselin tarla cinsli 1164.00m² olduğunu belirtmiştir. Ziraat Mühendisi 09/02/2016 tarihli raporunda dava tarihine göre davalıların 780 sayılı parselde paylarına düşen taşınmaz değerinin toplam 271.228,83 TL yine 781 sayılı parselde toplam 3.913,59 TL yine 782 sayılı parselde toplam 3.321,66 TL olduğunu bildirmiştir Yapılan keşif sonucu aldırılan 11/12/2015 tarihli fen bilirkişi raporu ve mahallinde dinlenen tanık beyanları ile dava konusu taşınmazlarda fiili taksim olgusunun gerçekleştiği, paydaşlar arasında eylemli kullanma biçimi oluştuğu gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, asıl ve birleştirilen dosyanın davacısı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup satış, mülkiyetin tapu kütüğünde tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Bu nedenlerle, tescile ilişkin bildirim yapılmayan davacı, payın davalı adına tescilinden sonra iki yıl içinde dava açtığından hak düşürücü süre geçmemiştir. Önalım bedeli davalı payın dava tarihindeki bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşur.
Bu nedenle, dava konusu payların dava tarihindeki bedeli davanın değerini oluşturacağından öncelikle bu değerler üzerinden harç ikmal ettirildikten sonra aşağıda belirtilen şekilde işin esası incelenmelidir Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı taraf eylemli paylaşma iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı eylemli paylaşma savunmasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir.
Somut olayda; asıl davada fiili taksim savunması ile ilgili olarak mahallinde keşif yapılmış ise de, tanıklar duruşmada dinlenmişler, beyanları arasındaki çelişki giderilmemiştir. Bu durumda birleştirilen davadaki iddia ve savunma dikkate alınarak mahallinde yeniden keşif yapılmalı, taraf tanıkları HMK 259/2 maddesi uyarınca taşınmaz başında dinlenmeli, beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeli, fen bilirkişisinden fiili kullanımı gösterir denetime elverişli kroki ve rapor alınmalı, eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilmeli, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Öte yandan; dava konusu 781 parsel sayılı taşınmazda ..."un, 780 ve 782 sayılı parsellerde ise Veli Coşkun ile Güllü Soydal"ın paylarının 21.03.2014 tarihinde hükmen intikal ettiği, ancak davalıların murisi Mustafa Saygılı adına hükmen tescilin dayanağı olan dava dosyası veya kesinleşme şerhli ilam örneğinin getirtilmediği anlaşıldığından, anılan noksanlığın tamamlanarak önalıma konu pay oranının ve önalım davasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve ayrıca birleşen dosya davacısının soyadının "Yüce" olduğu, oysa çekişmeli taşınmazların tapu kütük kayıtlarında "Coşkun" olarak kayıtlı bulunduğu gözetilerek bu çelişkinin de giderilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği de açıktır.
O halde; noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davacı ve birleştirilen dosyanın davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak asıl dava ve birleştirilen dosyanın davacısına verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.