8. Ceza Dairesi 2017/7651 E. , 2017/6100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle mağdur ... A.Ş."ye müracaatla kredi kartı çıkartmak şeklindeki eylemi nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesi uyarınca hükmolunacak cezadan aynı Yasanın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, ceza ehliyeti bulunmadığına ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 29.05.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan Kamu davasının yapılan yargılaması sonunda Yerel Mahkemece sanığın TCK.nun 245/2, 245/3, 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2 maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. Maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK 245/2 maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2 maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207 maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK 245/2, hem de TCK 245/3 maddesindeki suç oluşabilecektir.
Somut olayda, sanık hakkında eski eşi ...’ın kimlik bilgilerini kullanarak Bank Asya şubesine kredi kartı başvurusunda bulunduğu ve bankaca düzenlenen kredi kartını teslim alarak harcama yapmak suretiyle kullandığı iddia edilmiş ve mahkemece de sanığın şikayetçi ...’ın kimlik bilgileri ile kredi kartı başvurusunda bulunduğu ve çıkarılan kartı kullandığı kabulü ile TCK.nun 245/2, 245/3, 43. maddeleri gereğince cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
1- Sanık aşamalarda değişmeyen savunmalarında, eski eşi olan şikayetçi adına kredi kartı başvurusunda bulunmadığını, yalnızca kredi kartını teslim alarak harcama yaptığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut 08.08.2012 tarihli uzmanlık raporuna göre de kredi kartı başvurusuna esas başvuru formu, hizmet sözleşmesi ve imza kartonundaki yazı ile imzaların sanığın eli ürünü olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, sanığın, şikayetçinin kimlik bilgilerini kullanarak kredi kartı oluşturduğuna dair delil bulunmamaktadır.
Diğer yandan, fiilin kabulü durumunda da şikayetçi adına daha önceden açılan hesap ile bir ilişkilendirme olmadan doğrudan kimlik bilgilerinin kullanılarak kart çıkarılması halinde de TCK.nun 245/2. maddesindeki suçun unsurları oluşmadığından sanığın atılı suçtan gerek suçun sabit olmaması gerekse unsurlarının oluşmaması nedeniyle Beraatine karar verilmelidir.
Ayrıca, TCK.nun 245/2. maddesindeki suçun konusu, başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte kart üretilmesi olup somut olayda tek bir sahte kart çıkarıldığının iddia ve kabul edilmesi karşısında TCK.nun 43. maddesinin uygulanma olanağı da bulunmamaktadır.
2- Sanık, aynı zamanda sahte oluşturulan kart ile yarar sağladığı kabul edilerek TCK.nun 245/3. maddesi uyarınca da cezalandırılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere sanığın, suça konu kredi kartını sahte olarak oluşturduğuna dair savunmanın aksini gösteren delil bulunmadığından sanığın fiilin TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu değil, şikayetçiye ait kredi kartını ele geçirip rızası dışında kullanarak yarar sağlamaktan ibaret olup TCK.nun 245/1. maddesi gereğince uygulama yapılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkemece kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 29.05.2017