14. Hukuk Dairesi 2016/13986 E. , 2017/4517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.08.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve kal talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair verilen 31.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...Ltd. Şti. ve ... vekili, duruşmasız olarak temyizi ise davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar... Ltd. Şti. ve ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 25.8.2014 tarihli dilekçesiyle (eski 240 – 7000 m2) yeni 669 ada 8 nolu (4200 m2) arsa cinsli taşınmazın bulunduğu alanda imar uygulaması yapılmasına 31.12.2009 tarihli 2009/1948 sayılı Encümen Kararı ve bu kararın iptaline ilişkin İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2013/160 Esas ve 2013/1763 sayılı Kararı ve 2. defa 18/02/2010 tarih ve 2010/263 Karar numaralı Encümen Kararı ve bu kararın iptaline ilişkin... 2. İdare Mahkemesinin 2013/1058 Esas 2014/17 sayılı iptal Kararlarına rağmen İdare mahkemelerince verilen karar gereklerini yerine getirmeyen davalı ... Belediyesinin ve işbirliği içinde olduğu diğer davalının yaptığı yasal olmayan işlemlerle davacının eski kadastral parselinde davalı ...tarafından yapılan inşaatın tedbiren durdurulmasına, inşaatın kaline, iptal edilmiş encümen kararlarına rağmen davalı şirket adına tescil edilen yaklaşık 1050 m2 yerin, davalı ... tarafından 20.5.2013 tarihinde diğer davalı şirkete satılan 669 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan iptaline ve bu yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili imar uygulamasının iptaline ilişkin kararların henüz kesinleşmediğini, kaldı ki İdare mahkemesi kararlarının konusuz kaldığını, çünkü 29.1.2014 tarihinde yeni bir imar uygulama işlemi yapıldığını, davacının yeni yapılan uygulamanın iptalini istemeden dava açamayacağını, davanın reddini savunmuştur.
...ve ... vekili, imar uygulamasının iptaline ilişkin kararların kesinleşmediği, yeni imar uygulaması yapıldığı, taraf teşkili sağlanmadan tapu kaydının düzeltilmesinin mümkün bulunmadığı, nispi harcın ikmal edilmesi gerektiği nedenleriyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idare mahkemesindeki dava konularının, iptal kararlarının gerekçelerinin aynı nitelikte olduğu, buna göre idare mahkemesi kararlarına uygun şekilde imar uygulamasının yapılmamış olduğunun kabulü gerektiği, yapılan imar uygulamaları ile davacının kadastral parseline dönülmemiş olduğu anlaşılmakla, yeni encümen kararlarının alınması ve buna dayalı olarak yeni imar uygulamasının yapılmasının: ancak, İdare mahkemesi kararlarına uygun uygulama yapılması halinde bekletici mesele teşkil edeceği, yeni encümen kararlarında da iptale konu yapılacak biçimde uygulama yapıldığı, imar öncesi kadastral hak ve duruma taleple bağlı kalınarak sınırlı şekilde dönülmesi suretiyle davanın kabulüne, kal talebi yönünden ise davanın tefrikine, 11.04.2016 günlü ek raporda belirtildiği şekilde 240 parselin imar öncesi 721,03 m2 lik alanda davalı adına olan tapu kaydının iptaline, imar öncesi kadastral hak ve duruma dönülerek 669 ada, 8 parselin bu şekilde ihyasına ve davacı adına tapuya (4200+721.03= 4921.03 m2 olarak) tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ...vekili ve Yusuf Kal Ora vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olayda da; imar uygulaması işlemiyle oluşan tapu kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davada, kayıtların oluşumuna esas alınan, diğer bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve sebebi sayılan ve karar tarihinden önce en son yapılan 25.05.2016 tarihli ve 2016/786 karar sayılı ... Encümen Kararının iptaline ilişkin davacı tarafından açılan ve ... 11. İdare Mahkemesinin 2016/1795 Esas sayılı dosyasında derdest bulunan davanın sonuçlanması ve kesinleşmesi HMK 165. maddesi uyarınca beklenerek, yukarıdaki ilkeler de gözetilmek suretiyle inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. İdari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltmenin yapılabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.