Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1622
Karar No: 2017/4513
Karar Tarihi: 30.05.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1622 Esas 2017/4513 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapuda kayıtlı taşınmazın yarısının kendisine ait olduğunu belirterek önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebiyle dava açmıştır. Davalı, payı davacıdan aldığını savunmuştur. Mahkeme, yapılan satışın resmi senetlerde belirlenenden daha fazla olduğunu tespit ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunması araştırılmamıştır. Bu nedenle Yargıtay kararı bozmuş ve eylemli paylaşım varlığı araştırılmalıdır. Kararda, TMK’nın 2. maddesindeki dürüst davranma kuralı ve 14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- TMK’nın 2. maddesi: Dürüstlük kuralı
- 14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı: Kötüniyet iddiası davanın her aşamasında ileri sürülebilir, mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
14. Hukuk Dairesi         2017/1622 E.  ,  2017/4513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekilleri Av. ... ve Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili 18.09.2013 tarihli dilekçesi ile 2 parselde kayıtlı 6132 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1/2 payının davacıya ait olduğunu, diğer 1/2 payın 14/05/2012 tarihinde 150.000,00 TL bedelle davalıya satıldığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalı vekili, dava konusu payı davacının muvafakati ve yönlendirmesi sonucu satın aldığını, davacının kendi payını da satacağına dair güven oluşturduğunu, dava konusu yerin fiilen taksim edildiğini, davanın reddi gerektiğini, taşınmazın satışı bedelinin 625.000,00 TL olduğunu, önalım bedelinin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 14.5.2012 tarih 12518 yevmiye nolu resmi senetteki satışın 150.000,00 TL üzerinden yapıldığı, yapılan masraf ve yatırılan harç tutarının toplam 4.950,00 TL olduğunun bildirildiği, 08/07/2014 tarihinde yapılan keşif sonucu 17/03/2015 tarihli ek raporda resmi senet tarihinde dava konusu 1/2 payın 843.150,00 TL değerinde olduğunun tespit edildiği, resmi satış sözleşmesindeki değer üzerinden önalım hakkının kullanılmasının haksız kazanç elde etmeye neden olacağı, TMK"nın temel hükümlerinden olan başkasının hata veya hilesinden faydalanma şeklindeki kötü niyetin korunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, önalım bedeli olarak depo edilen 843.150,00 TL ile 4.950,00 TL harç ve masraflar toplam 848.100,00 TL"nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olaya gelince; davalı, fiili taksim savunmasının incelenmediğini, taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilip edilmediği konusunun araştırılmadığını ileri sürmüştür. 08.07.2014 tarihinde keşif yapılmış ise de, taksim hususu açıklığa kavuşturulmamış, tanıklar keşiften sonra 19.11.2014 tarihli oturumda dinlenmişlerdir. Yukarıdaki ilkede açıklandığı üzere davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunmasının araştırılması, yerinde keşif yapılarak HMK 259/2 maddesi gereğince tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek tüm taraf delilleri toplanıp özellikle zeminde davacının ve davalıya pay satanların murisinin kullandığı yer olup olmadığı, bu bölümlerin kullanımına davacının itirazının bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durularak, çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Fiili taksim bulunmaması halinde davalı resmi senetle yapılan satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunması dinlenemez. Bu nedenle davalının resmi senetteki ödemiş olduğu satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedeli ödenmek suretiyle davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde keşfen belirlenen bedel üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine yine 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi