20. Ceza Dairesi 2016/2460 E. , 2016/5468 K.
"İçtihat Metni"
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 02.12.2015 tarihli 2015/128 esas ve 2015/384 karar sayılı kararı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA ...
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 02.12.2015 tarihinde 2015/128 esas ve 2015/384 karar sayı ile mahkûmiyetine karar verilmiştir. Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizce 27.04.2016 tarihinde 2016/844 esas ve 2016/2525 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca Dairemizin sanık hakkındaki hükmün bozulmasına ilişkin kararına itiraz edilmiş; dava dosyası 6352 sayılı Kanun"un 99 ve 101. maddeleri uyarınca Dairemize gönderilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında özetle; “27/03/2015 günü saat 18.25 sıralarında polise gelen ihbara göre ...... plakalı araçta uyuşturucu satışı yapıldığı bildiriliyor. Salt bu ihbar üzerine adli arama kararı talep etse polis, mahkeme makul şüphe yok diyerek talebi reddedecektir. İhbarı alan polis araçta uyuşturucu satılıp satılmadığını tespit edebilmek yani yasa koyucunun aradığı makul şüpheye ulaşabilmek için aracın muhtemel olabileceği yerleri araştırıyor. Ertesi gün saat 19 sıralarında yolda seyir halinde araç görülüyor, takibe alınıyor. Takip edildiğini fark eden sanık, sevk ve idaresindeki araçla kaçmaya başlıyor. Yoğun trafikte sanığın sevk ve idaresindeki araçla durması üzerine aracın yanına giden polis olduğunu beyan eden kolluk görevlilerinden kaçabilmek için sanık sağındaki ve önündeki araçlara çarparak kaçmayı deniyor. Başaramayınca araçtan inerek yaya olarak kaçmaya başlıyor. Sanık kovalamaca ile yakalanıyor. Sanığın kaçarken terk ettiği araçta ön sağ koltuk üzerinde esmer fırın ibareli sarı renkli poşetin içinde 2 parça halinde toplam 5016 adet uyuşturucu hap ele geçiriliyor.
Bilindiği üzere arama eylemleri üç farklı işlemle yapılabilir. Birincisi durdurma işlemlerine dayalı arama eylemi ki adli ve önleme aramaları yönetmeliğinin 27. maddesinde düzenlenmiştir. Diğeri adli arama kararına dayalı arama eylemleri, bir diğeri ise önleme arama kararına dayalı arama işlemleridir.
Yönetmeliğin 27. maddesinde ise durdurma işlemlerine dayalı arama eylemleri tanımlanmıştır. Burada makul şüphe değil kolluk görevlisinin mesleki tecrübesine dayanarak izlediği davranışlarından o kişinin bir suç işleyeceği veya işlediği hususunda kanaat elde edilirse kolluğun durdurma yetkisini kullanabileceği ve umma derecesinde şüphenin durdurma işlemi için yeterli olduğu düzenlenmiştir. Aynı maddede durdurulan kişinin üzerinden herhangi bir elbise çıkartmaksızın yoklama biçiminde kontrol yapılabileceği ve hatta aranan şeyin uyuşturucu olması halinde ince arama da yapılabileceği, maddenin h bendinde yoklama işleminin kişinin üzerinde veya aracında yapılabileceği düzenlenmiştir.
Olayımızda adli arama değil yönetmeliğin 27. Maddesine uygun durdurma işlemine dayalı arama eylemi mevcuttur.
Bu düzenlemeye göre itirazımıza konu dosyada, görülen ve işlenmekte olan suçun delillerinin yok olması olasılığı polisin yasal ve dayanağını yürürlükteki yönetmelikten aldığı yönetmeliğe uygun müdahalesi ile önlenmiştir. Ve suç delili ile sabittir. Buna göre 2 numaralı bozma nedeninin de infaz aşamasında resen dikkate alınabileceği gözetilerek hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulmasına karar verilmiş oluşu usul ve yasalara aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına ilişkin Daire kararında isabet olmadığı belirtilerek; Dairemizin sanık hakkındaki bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanması istenmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesi :
(1) Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu"na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :
Somut olayda, 27.03.2015 tarihinde yapılan ihbarda ..... plakalı araç ile ..... caddesi üzerinde uyuşturucu madde satıldığına yönelik yapılan ihbar üzerine bahse konu aracın tespiti için yapılan çalışmalar sırasında aracın saat 19.00 sıralarında TEM otoyolunda ilerlediğinin görülmesi üzerine takip edilmeye başlandığı, sanığın kolluk görevlilerini fark etmesi üzerine sanığın trafiği tehlikeye sokacak şekilde farları kapalı olarak şerit değiştirerek seyretmesi üzerine durdurulmak istendiğinde kaçmaya başladığı, diğer araçlara çarparak durduğu ve sanığın kaçmaya başladığı, yağılan takip neticesinde sanığın yakalandığı, kolluk görevlilerince aracın açık olan sol ön kapısından gözle yapılan kontrolde sağ ön koltuk üzerinde bulunan sarı renkli poşet içerisinde 5016 adet MDMA etken maddesi içeren tabletlerin ele geçirildiği, ..... Kaymakamlığı"nın 28.02.2015 tarihli önleme araması kararına istinaden yapılan aramada araç içerisinde başka suç unsuruna rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirildiğinde, Aramada amaç gizli ve saklı tutulan bir suç unsurunun ortaya çıkarılmasıdır. Kişinin gizlemediği ve kendi isteği ile alenileştirdiği eşyalar için bir aramadan söz edilemeyeceği için bir arama kararı alınmasına da gerek bulunmadığı, birisine ait korunması gereken özel bir gizlilik alanının söz konusu olmadığı dava konusu olayda aracı kullanan sanığın aracı, kolluk görevlilerinin müdahale edilebileceğini öngörebilecek şekilde terk ettiği, bu nedenle aracın içerisinde yapılacak incelemenin arama sayılmayacağı kaldı ki uyuşturucu madde taşıyan aracın plakasının verildiği, araçta bulunan kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin verilmediği, 5271 sayılı CMK"nın 90. maddesine, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyat Kanun"un 4. ve 13. maddelerine, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği"nin 27. maddesine uygun olarak araç içerisinde ve araçta bulunan kişilerin üzerilerinde önleme arama kararına dayalı olarak yapılan aramanın hukuka uygun olduğu, bu nedenle hükmün kanuna uygun ve gerekçesinin yeterli olduğu anlaşılmış ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR:
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 27.04.2016 tarih 2016/844 esas ve 2016/2525 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, hükmolunan hapis cezasının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanık hakkındaki salıverme isteğinin reddine, 09.11.2016 tarihinde tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.