16. Hukuk Dairesi 2018/4071 E. , 2018/6144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ: KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 9 parsel sayılı 3.970,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle iştirak halinde ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... ve ... adlarına yapılan tespitin iptali ile bu kişilerin paylarının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, çekişmeli 119 ada 9 parsel sayılı taşınmazla ilgili ... Kadastro Mahkemesi"nin 2007/39 Esas, 2007/115 Karar sayılı dosyasında "tespit gibi tesciline" dair verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle parselle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece ... Kadastro Mahkemesi"nin 2007/20 Esas, 2007/115 Karar sayılı kararının kesin hüküm niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 303/1. maddesi gereğince “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” Mahkemenin kesin hüküm saydığı ...Kadastro Mahkemesi"nin 2007/20 Esas, 2007/115 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; çekişmeli 119 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında tespit malikleri ..., ... ve ...tarafından, diğer tespit malikleri ..., ... ve ... aleyhine, taşınmazın davacıların kök murisi ..."den intikal ettiği iddiasına dayanarak tespitin iptali ile miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Temyize konu dosyada ise; davacı ... tarafından yine aynı taşınmaz hakkında ..., ... ve ..."a husumet yöneltilerek; davacı ... ile tespit malikleri ... ve ... arasında yapılan taksim sebebiyle bu kişilerin paylarının davacı adına, kalan hisselerin ise davalılar ..., ... ve ... adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Açıklanan bu duruma göre her iki davada dava konusu taşınmaz aynı olmakla birlikte, tarafların ve sebebin farklı olması sebebiyle kesin hükümden bahsedilemeyeceği açıktır. Ne var ki; somut olayda payları dava konusu edilen ... ve ..."ya husumet yöneltilmemiş, davada taraf sıfatıyla yer almamışlardır. Hal böyle olunca, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz ise de; verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.