11. Ceza Dairesi 2016/12585 E. , 2017/1040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ..."ın duruşmada bildirdiği ve aynı zamanda mernis adresi olan yere Tebligat Yasası"nın 21/2 maddesi uyarınca tebligatta bulunulması gerekirken, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Yasası"nın 35.maddesi uyarınca tebligatta bulunulması usulsüz olduğundan, temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın usulsüz kabul edilip, sanığın temyizinin süresinde olduğu ve ek kararın kaldırılması gerektiği düşüncesiyle temyiz incelemesi yapılmıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere ve gerekçeye, mahkemenin soruşturma sonunda oluşan inanç ve taktirine, suçun oluşumu ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına göre sair temyiz itirazının reddine ancak;
1) Düzenlenen vergi tekniği raporunda, mükellef kurumun, bazı beyannamelerini vermemesi, yasal defterlerini tutmaması, eksik bildirimde bulunması, ortaklarının ortak olduğu bir takım firmalar hakkında sahte belge düzenleyicisi olduklarına dair vergi tekniği raporları bulunması, ödemeler ve tahsilatlar için banka kanalının kullanılmaması, sık sık ortaklık yapısının değişmesi hususlarının gerçek anlamda faaliyette bulunmayı amaçlayan mükellef davranışı ile bağdaşmadığı belirtilerek bu tespitlerin nazara alınması yoluyla sahte fatura düzenlendiği sonucuna ulaşıldığı anlaşılmış ise de, 01.02.2006 tarihinde adres değişikliği nedeniyle işyerinde yoklama yapıldıktan sonra, aynı adreste yapılan 24.01.2008 tarihli yoklamada ödevlinin işyerinden 4-5 yıl önce ayrıldığı belirtilmesine rağmen 01.02.2006 tarihli tespit ile 24.01.2008 tarihli tespit arasında yaklaşık 2 yıl bulunmakla, 24.01.2008 tarihli yoklamadaki ödevlinin 4-5 yıldır ayrıldığına ilişkin tespitin doğru bir tespit olmadığının anlaşılması, sadece 2007 yılının Mart, Haziran ve Temmuz aylarında KDV matrahının bildirilmiş olmasına rağmen sahte faturaların düzenlendiği kabul edilen 2007 yılına ilişkin bir yoklamanın bulunmadığı, toplam KDV matrah tutarının 201.980,00-TL olduğu ve bu miktarın başka mükelleflerin BA bildirimlerine göre sanıkların yetkilisi olduğu şirketten 216.980,00-TL mal aldıklarını bildirmeleri, bu bildirim miktarının toplam KDV matrahına çok yakın bir miktar olduğunun anlaşılması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, düzenlenen vergi tekniği raporunda, faturaların sahte olduğunun kesin bir şekilde tespit edilmediğinin anlaşılması, sanıklardan ..."ın şirketi temsil yetkisinin 01.01.2007-25.06.2007 tarihleri arasında olması, sanık ..."nin temsil yetkisinin ise, 25.06.2007-07.01.2008 tarihleri arasında olması, sanıkların suçlamayı kabul etmemeleri ve suça konu faturaları sanıkların düzenlediklerine ilişkin somut bir tespitinin bulunmadığı gibi fatura aslı ya da onaylı suretlerinin dosya içinde bulunmaması, faturaların sanıklar tarafından düzenlendiği kabul edilse bile hangi faturaların hangi sanık tarafından düzenlendiğine ilişkin somut bir tespit bulunmaması, başka bir tespit bulunmadığından sahte faturaların en son KDV beyannamesi verilen 2007 yılı Temmuz ayında düzenlendiğinin kabul edilmesinin gerekmesi, buna göre sanık ..."nin 25.06.2007 tarihinde şirket yetkilisi olması ve sahte fatura düzenlenen ve sanığın yetkili olduğu süreye isabet eden gün sayısının 37 gün olduğunun, sanığın sadece bu süre içerisinde şirket adına sahte fatura düzenleme imkanının bulunduğununun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, suça konu fatura asıllarının temini ile faturalar üzerindeki yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 213 sayılı VUK"nın 227/3 ve 230. maddelerinde öngörüldüğü üzere anılan suçun oluşabilmesi için sahte olarak düzenlendiği iddia edilen faturaların kanunda öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiğinden, fatura asılları veya onaylı suretleri getirtilerek incelenmesinden sonra, sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ... ile ... müdafiinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.