Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/2174 Esas 2017/1038 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2174
Karar No: 2017/1038
Karar Tarihi: 15.02.2017

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/2174 Esas 2017/1038 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2015/2174 E.  ,  2017/1038 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1 ) TCK"nun 206. maddesindeki suçun oluşabilmesi için failin beyanı üzerine yetkili memur tarafından düzenlenen bir belge olmalı ve bu belgenin yapılan bildirimin doğruluğunu kanıtlama gücüne de sahip olması gerekir. Somut olayda, bir başka suç nedeniyle hakkında yakalama kararı olduğunu bilen sanığın, kimlik soran polislere kendisini kardeşi olan ... olarak tanıttığı,herhangi bir belge ibraz etmediği, kimliğini tespit etmek üzere polislerin sanığı emniyete götürdükleri, parmak izi incelemesi sonucunda sanığın gerçek kimlik bilgilerinin öğrenildiği,sanığın beyanı ile düzenlenmiş bulunan parmak izi formu ve parmak izi incelemesine dair talep yazısının kimlik tespitine yönelik idari işlemler olduğu, henüz herhangi bir tutanak düzenlenmeden gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği anlaşılmakla;sanığın üzerine atılı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğunun gözetilmemesi,
    2 ) Kabule göre de; sanığın cezalandırılmasına esas alınan kanun madde numarasının TCK"nun 206/1 maddesi yerine 106/1-1 olarak yazılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 12.02.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK"nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 15.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.