22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/13495 Karar No: 2018/13613 Karar Tarihi: 31.05.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/13495 Esas 2018/13613 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/13495 E. , 2018/13613 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ücret alacaklarının tahsili amacı ile yaptığı icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve davalı aleyhine alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Karar, süresi içerisinde davalı ve katılma yolu ile davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık davacının ödenmeyen ücret alacağının miktarı konusundadır. Dosya içeriğine göre, davacının hak ettiği halde ödendiği ispatlanamayan ücret alacağı net 2.841,22 TL hesaplanmıştır. Mahkemece bu miktarda asıl alacak ve işlemiş faizi üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi gerekirken, bir başka çalışana ait olduğu anlaşılan emsal bilirkişi raporundaki miktarlar üzerinden hüküm kurulması hatalıdır. 3-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez. Somut olayda, mahkemece yapılan yargılama sonunda alacağın likit olması nedeni ile davacı yararına, kabul edilen alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davacının yaptığı takip,ücret alacağı talebine ilişkin olup bu alacağın hesaplanması ve miktarı işverence bilinmesi gereken unsurlara dayanmakta ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gereklidir. Yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.