Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4577
Karar No: 2016/7630
Karar Tarihi: 08.06.2016

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/4577 Esas 2016/7630 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/4577 E.  ,  2016/7630 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/01/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2010/8841 soruşturma dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/655 Esas sayılı dava dosyasına sunulan dava dilekçesinde şikayet hakkını ve yasal savunma sınırlarını aşan ifadeler ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek uğradığı zararın davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı ise, sarf edilen söz ve iddiaların savunma için elzem olduğunu, davacının direkt olarak kişiliğinin hedef alınmadığını, her iki başvuru dilekçesinde de davacının hakaret saydığı hususların asla hakaret teşkil eden sözler olmayıp sadece durum tespitinden ibaret olduğunu ve savunma dokunulmazlığı sınırları içerisinde kalındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının şikayet hakkının kullanılmasında emareler mevcut ise de kullanılan bu cümlelerin şikayet hakkının sınırlarını aştığı, Anayasanın 38. maddesinde düzenlenen masumiyet karinesi de dikkate alındığında üslup ve öz biçim dengesini aştığı ve davacının kişisel haklarına saldırı olmaksızın da davalının bu iddialarını dilekçesinde ileri sürebileceği gerekçesiyle davacının kişisel haklarına saldırının varlığı kabul edilerek istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir. Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dava dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2001/8841 Esas sayılı soruşturma dosyasına ve ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde ikame edilen Tapu İptal ve Tescil davasına konu dava dilekçesinde "...Şüpheliler, organize bir dolandırıcılık örgütünün tescilli elemanlarıdır..." ve "...Taşınmazın son maliki görünen .... ilçemizde pek meşhur olan..."na dahil bir şirkettir. Bu şirketin kanuni temsilcisi olan şüpheli ..., ... isimli büyük patronun kayın biraderidir. Bu şirket istihdam ettiği dolandırıcılar vasıtasıyla arazi toplamaktadır...Şüpheliler fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, gözüne kestirdikleri yaşlı ve zayıf şahısları, zaaflarından bilistifade hile ile tuzağa düşürerek arazilerini kendi ellerine geçirmekte, kısa zaman aralıklarıyla paravan olarak kullandıkları şahıslara devirler yapmakta ve neticeden arazinin büyük patronun eline geçmesini sağlamaktadırlar..." iddia ve ifadelerine yer verildiği, davalı tarafından Savcılık makamına yapılan şikayet sonucunda şüpheliler hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/83 Esas sayılı dava dosyasında Nitelikli Dolandırıcılık suçlamasıyla ceza davasının açıldığı ve bu ceza davasının davalı dışında .... ve Ali Yuvarlak tarafından aynı iddialarla şikayetçi olunması sonucunda açılan ceza davaları ile birleştirilmesi ile yapılan yargılama sonucunda suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği, yine davalı tarafından davaya konu iddialarla ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan Tapu İptal ve Tescil davasında ceza davasının sonucunun beklenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, davalıya ait şikayete ve tapu iptal ve tescil davasına konu taşınmazın kısa zaman aralığında büyük bedel farkı ile dava dışı şahıslara satışının yapıldığı ve çok çabuk hızlı bir şekilde taşınmazın el değiştirdiği, davalı dışında ... ve ...."in de taşınmazlarının aynı şekilde el değiştirdiği gerekçesiyle şikayetçi oldukları, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan şikayetler sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek nitelikli dolandırıcılık suçlaması ile ceza davası açıldığı nazara alındığında davalının şikayetçi olmasında bir takım az da olsa emareler bulunduğu ve şikayet dilekçesi içeriğinde kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek ifadelerin bulunmadığı anlaşılmakla, şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığı kabulü ile istemin tümden reddi gerekirken, şikayetin haksız olduğundan bahisle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi