Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/899
Karar No: 2018/881
Karar Tarihi: 28.03.2018

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/899 Esas 2018/881 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün terör örgütleri tarafından kötüye kullanılabileceğini ve bu durumun Anayasa'nın 14/2. maddesi ile yasaklandığını belirtiyor. Şiddet içeren faaliyetlerin ise bu özgürlükler kapsamında değerlendirilemeyeceği üzerinde duruluyor.
Özellikle PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün yapısının devlet sistemi gibi oluşturulduğu, KCK adlı sözleşmenin bu yapıda yer aldığı ve örgütün silahlı terör eylemleri gerçekleştirdiği vurgulanıyor. Sanığın ise, PKK'nin destekçisi nitelikte sloganlar atan, güvenlik güçlerini taşlayan bir gruba liderlik ettiği ve gösteri yürüyüşüne devam ettiği için suçlu bulunduğu belirtiliyor.
Kararda geçen kanun maddeleri şu şekildedir:
- TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddesi
- TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 220/6-2, 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2018/899 E.  ,  2018/881 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek
    Hüküm : TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddesi yollamasıyla TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 220/6-2, 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Siyasi partiler Anayasamızın 68/2. maddesinde vurgulandığı gibi, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partiye üye olma ve bir siyasi partinin çatısı altında siyasi faaliyetlerde bulunma örgütlenme özgürlüğü kapsamında iken, özgürlüğün topluca kullanımı bağlamında ifade özgürlüğü ile de ilişkilidir.
    Demokrasilerde özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan ve yüksek bir meşruiyete sahip bulunan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün, başka özgürlükler gibi; terör örgütlerince kötüye kullanılmak istenebileceği açıktır. Nitekim bir takım siyasi faaliyetteki asıl hedef ve amaçların, açıklanan hedef ve amaçlardan daha başka olabileceği gibi, asıl hedef ve amaçların gizlenebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “yazar ve diğerleri” kararında da vurgulanmıştır.
    Anayasamızın 68. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi ile tanınan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün kötüye kullanımı Anayasamızın 14/2. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca yasaklanmıştır.
    Bir faaliyetin siyasi faaliyet/örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi ve anayasa ile sözleşmenin korunmasından yararlanabilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddet ile ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç veya yöntem bakımından ya da yapısal bir bağlantısının bulunup bulunmadığına bakılmalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 17.07.2001 tarihli “Sadak ve diğerleri” kararında yaptığı ayrımda dikkate alınmalıdır.
    Dairemizin ve geçmişte terör suçlarına bakan dairelerin yerleşik kararlarında yer aldığı üzere; PKK/KONGRA-GEL terör örgütünü, bir devlet sistemi gibi yapılandırmayı hedefleyip birimlerini ve üyelerini sistematik bir yapıya kavuşturmayı amaçlayan örgütün yasama meclisi KONGRA-GEL tarafından kabul edilip sistemin anayasası olarak nitelendirilen KCK (Koma Civaken Kürdistan) sözleşmesinde, KCK ile PKK’nın ideolojik, ahlaki, felsefi ve örgütsel bağlantısının açıkça vurgulandığı, KCK yapılanması bakımından PKK’nın amaç ve stratejisinin benimsendiği, tespitinden sonra KCK’nın PKK ile organik bağlantısı açıklanan amaç ve stratejisi hiyerarşik yapısı üye sayısı sahip olduğu silah ve zorlayıcı gücü itibarıyla Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısımını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli silahlı terör örgütü niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmıştır. Hiçbir yasa kanuna karşı hile ve kötü niyeti korumaz.
    Bu bağlamda, somut olayda PKK silahlı terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi olan Abdullah Öcalan’ın yakalanma süreci ve sağlık durumuyla ilgili olan ve öncesinde silahlı terör örgütünün çağrılarının bulunduğu iki eylemde gösterici grubun önünde bulunan sanığın meşru bir siyasi faaliyetin içinde bulunduğunun kabulü mümkün bulunmadığından bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş, her iki olayda da sanığın kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde kolluk kuvvetlerinin ihtar ve güç kullanmasına rağmen dağılmamakta ısrar ettiğine dair delil bulunmadığından 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesinde düzenlenen suç oluşmamış ise de, PKK silahlı terör örgütünü destekler nitelikte sloganlar atan, pankartlar taşıyan, aralarında yüzü kapalı şahıslarında bulunduğu ve güvenlik güçlerini taşladığı anlaşılan grubun önünde yürüyüşe devam eden sanığın grubu yönetip yönlendirmekten ibaret eylemlerinin 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı anlaşılmakla sanık hakkında TCK’nın 314/2. maddesi gereğince mahkumiyet hükmü kuran mahkemenin kabulü sonucu bakımından doğru bulunmuş, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, yukarıda açıklandığı şekilde olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi