23. Hukuk Dairesi 2016/1090 E. , 2019/317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı-karşı davalılar vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde hataya düştüklerinden bahisle sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili arsa maliklerinden Oya’nın sözleşmeye katılmış olduğu halde davada yer almadığı, sözleşme yapılırken davacının hataya düşürülmediği, bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirtmiş ve karşı davasında davacıların sözleşmeyi haksız olarak fesih iradelerini ortaya koyduğunu öne sürerek 10.000,00 TL müspet ve menfi zararının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava yönünden davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline, karşı dava yönünden ise davanın kabulü ile 1.438,75TL’nin davacılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı - karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri Medeni Kanun"un 692. maddesi uyarınca tüm maliklerin katılımıyla yapılabilir. Bu şekilde yapılmayan sözleşmeler geçersizdir. Dava konusu taşınmazda sözleşmede imzası bulunan maliklerin dışında Afife Akçayır"ın intifa hakkı sahibi olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile ayni hak sahibinin haklarının etkileneceği muhakkaktır. Bu nedenle sözleşme imzalanırken intifa hakkı sahibinin imzasının bulunması veya muvafakatının alınması gereklidir. İntifa hakkı sahibinin sözleşmede imzası bulunmaması veya muvafakatinin alınmaması halinde sözleşme geçerli olmayacaktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi ya taraf iradelerinin birleşmesi veya mahkeme kararıyla mümkündür. Mahkemeden sözleşmenin feshi talep edilebilmesi için sözleşmede imzası bulunan tüm maliklerin davayı birlikte açmaları ya da davalı safhında bulunmaları gerekir. Sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ise sözleşmede yer alan herhangi bir akit tarafından açılabilir. Yani arsa sahiplerinden bir tanesi sözleşmenin geçersizliği yönünde dava açabilir.
Yukarıda açıklanan tüm bu hususlar nazara alındığında mahkemece intifa hakkı sahibi Afife"nin sözleşmeye muvafakati bulunup bulunmadığı araştırılarak sözleşmeye muvafakati yok ise dava konusu sözleşme geçersiz olduğundan sözleşmede imzası olup davada taraf olmayan Oya"nın yokluğunda dahi eldeki davanın görülerek sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi, eğer Afife"nin sözleşmeye muvafakatinin bulunduğu tespit edilirse bu durumda sözleşme geçerli hale geleceğinden, davaya sözleşmenin feshi olarak devam edilmesi gerekeceğinden sözleşmede imzası bulunan tüm tarafların davacı veya davalı safhında yer alması gerektiğinden taraf eksikliği tamamlanarak yargılamaya devam edilmesi suretiyle sonuçlandırılması gerekir.
Sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu ve davaya fesih davası olarak devam edildiği takdirde karşı dava yönünden ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından haklı olarak feshedildiğinin kabul edilmesi halinde yüklenici, arsa sahiplerinin mal varlığında meydana gelecek artışları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecektir. Ancak sözleşmenin feshinde arsa sahipleri kusurlu bulunursa bu durumda yüklenici menfi ve müspet zarar talep edebilecektir. Sözleşmenin geçersizliğinin tespiti halinde ise taraflar karşılıklı olarak verdiklerini geri alacaklarından yüklenici sadece arsa sahiplerinin mal varlığında artı değer sağlayan bir işlemi varsa bu işlemin bedelini talep edebilecektir.
Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve karşı dava yönünden hükmün resen BOZULMASINA, peşin alınan harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.