Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7419
Karar No: 2021/1260
Karar Tarihi: 10.02.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/7419 Esas 2021/1260 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/7419 E.  ,  2021/1260 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi manevi tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, davacı küçük Erva"nın erkek çocuk olarak dünyaya geldiğini, doğumdan sonra cinsel organındaki anomali nedeniyle davalı çocuk hastalıkları uzmanı Halil ve üroloji doktoru Serkanın konsültasyonu ile hipospadias teşhisi konulduğunu ve 6 ay sonra bu anomalinin ameliyatla düzeltilebileceğini söylediklerini, bebeğin sürekli huzursuz olduğunu, emzirmeden sonra kustuğunu renginin de zaman zaman morardığını, bu şikayetleri davalı dotor ..."e söylediklerini, davalının beslenme yetersizliğinden kaynaklandığını söylediğini, ancak şikayetlerinin devam ettiğini, buna rağmen doktorun başka bir rahatsızlık olabileceğinden şüphelenmediğini muayene ve tetkik yapmadığını, bir gün bebeğin müdehale edilemez bir hale geldiğini ve dava dışı başka bir hastaneye acile götürdüklerini, bebeğin tuz krizi yaşadığının ortaya çıktığını, sonrasında Konjenital Adrenal Hiperplazi teşhisi konulduğunu, bu hastalığın bebeğin rahim içinde iken aşırı miktarda androjene maruz kalmasıyla oluştuğunu ve aslında dişi olan bebeğin erkek fenotip özellikler göstermesine sebep olduğunu, bebeğin hastalığının 18 gün boyunca teşhis edilememesinde davalı doktorların kusurlu olduğunu, cinsiyet belirsizliği olan bir bebeğin ilk 24 saatte çeşitli disiplinlerden oluşan bir ekip tarafından değerlendirip en kısa sürede cinsiyetine karar verilmesi gerektiğini, davalı hastanenin böyle bir ekip oluşturmadığını, bebeğin cinsiyet ve isim değişikliği için toplam 7.000 TL yargılama masrafı yaptıklarını, ayrıca bebeğin hayati tehlike atlattığını, ve insanlara erkek olarak haber verdikleri bebeklerinin cinsiyetinin değiştirilerek kız olduğunu anlatırken sıkıntı yaşadıklarını bu nedenle manen zarar gördüklerini ileri sürerek davacı ... bebek için 8.000 TL maddi, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 100.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 208.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalılar davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacıların istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 25.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiş, hüküm bu sefer davalılarca temyiz edilmiştir.
    Dava doktor hatası nedeniyle açılan maddi manevi tazminat talebine ilişkindir. Bölge adliye mahkemesince doktorların teşhiste gecikmesi nedeniyle bebekte fizyolojik ya da maddi zarar ve sakatlık oluşmamış olsa ile bebeğin erkek olduğunu yakınlarına ilan eden hatta nüfusa kaydettiren daha sonra bebeklerinin kız olduğunu söylemelerinin onlar açısından sıkıntılı bir süreç yaşamasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararı kaldırılarak davacı ... ile ... lehine ayrı ayrı 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmişse de manevi tazminat şartlarının oluştuğundan söz edilemez.
    Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Genel Kurulu raporu ile küçüğün doğum sonrası muayenelerinde eksiklik bulunmadığı, doğumdan 14 gün sonra çocuk hastalıkları uzmanı Dr. ... tarafından yapılan kontrol muayenesindeki bulgular yönünden yeterli takip ve tetkik yapılmamasının teşhiste gecikmeye neden olduğu için eksiklik olarak değerlendirildiği ancak bu eksikliğin çocukta ek bir zarar ile hali hazır bir sakatlığa yol açmamış olduğu, üroloji uzmanı Dr. ... yönünden herhangi bir ihmal veya kusur tespit edilemediği mütalaa edildiği görülmektedir. İlk olarak, bebeği doğduğu gün muayene eden davalı üroloji uzmanı doktor ... bir kusur ve ihmal yükletilmemiş olduğundan aleyhine manevi tazminata karar verilmesi hatalıdır.
    Raporda diğer davalı ..."e teşhiste gecikmeye neden olduğu için kusur izafe edilmiş ise de doktorun davacı bebeğin doğum sonrasındaki bulgularına göre yaptığı muayenede eksikliğinin olmadığı, eksikliğin bebeğin doğumdan 14 gün sonraki bulgularına göre gereken tetkik ve takiplerde bulunulmamasından kaynaklandığı özellikle belirtilmiştir. Davacı bebekteki konjenital adrenal hiperplazi hastalığının doğum öncesinde mevcut olduğu, doğum sonrasında yeterli bulgu olmadığı için teşhis edilmesinin beklenmediği ancak bir takım bulguların (kusma huzursuzluk morarma gibi) ortaya çıkmasıyla beraber doktordan bir takım tetkik ve takiplerin yapılmasının beklendiği, diğer sağlık hizmet sunucusunda yapılan teşhisin de bebeğin tuz krizine girmesi üzerine yapıldığı anlaşıldığına göre dişi bebeğin hastalığı nedeniyle her durumda teşhis edilip ameliyat olana kadar erkek fenotipinde olacağı bunda davalı doktor ..."in etkisinin ve kusurunun bulunmadığı açıktır. Cinsiyet gebelikte dahi tespit edilebildiğine göre davacılar davalının kusuru nedeniyle çevresine yanlış bilgi vermiş değildir. Ayrıca tıp bilimince açıklaması olan bir durumun sosyal çevre tarafından anlaşılamamış olması nedeniyle duyulan üzüntünün sebebinin de hastalık veya doktorun işlemlerindeki eksiklik olmadığının kabulü gerekir.
    Şu halde davalı ..."ın kusurlu davranışının bulunmaması, diğer davalı ..."in kusurlu davranışı ile iddia edilen manevi zarar arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniyle davanın tümden reddine dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan, bölge adliye mahkemesince davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacı ... ve ... lehine manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373. maddesi uyarınca dosyanın bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi