4. Ceza Dairesi 2016/17477 E. , 2020/16271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, 20/01/2015 tarihinde verilen hükmü 20/02/2015 tarihinde temyiz eden o yer Cumhuriyet savcısının 1 aylık yasal süresi içinde temyiz isteğinde bulunduğu belirlenerek ve bu konuda tebliğnamedeki ret düşüncesine iştirak edilmeyerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Tehdit suçundan kurulan beraat hükmü yönünden yapılan incelemede;
Tanıklar ... ve ...’nin sanığın katılanı tehdit ettiğine ilişkin anlatımları, katılanın aşamalardaki istiklarlı, samimi ve oluşa uygun beyanları karşısında, sanığın yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
2-Hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyizinde;
Tanıklar ... ve ...’nun soruşturma evresinde sanığın kalabalık ortamlarda katılanın gıyabında ihtilat koşulu oluşacak şekilde, katılanla birlikte olduğuna ilişkin hakaret içerikli konuştuğunu söylemeleri, tanık ... ve katılanın da bu konuşmaları başkalarından duyduklarını ilişkin beyanları karşısında, tanık ... kovuşturma evresinde dinlenerek ve tanık ...’in ise tekrar beyanı alınarak, dosya kapsamı ve diğer kanıtlarla birlikte değerlendirme yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Hakaret ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde ise; bu suçlar yönünden ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü açısından;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suçlar yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması;
4-Tehdit ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilip, uzlaştırma girişiminin de olumsuz sonuçlanması halinde bu hükümler ile kişilerin huzur sükununu bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü açısından yapılan incelemeye gelince;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ..., katılan ... vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Hükme iştirak eden üye ..."un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK"nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.