16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1930 Karar No: 2018/6124 Karar Tarihi: 23.10.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/1930 Esas 2018/6124 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda kısmen kabul kararı vermiş ve çekişmeli alanın bir kısmının davacı adına tescil edilmesine karar verilmiştir. Ancak, mahkemenin talebi aşarak yazılı şekilde hüküm kurması ve tescil kararı verilen taşınmaz bölümünün vasfının hükümde belirtilmemiş olması nedeniyle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür. Kararda, HMK'nın \"taleple bağlılık ilkesi\" başlıklı 26. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
16. Hukuk Dairesi 2016/1930 E. , 2018/6124 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İlçesi, ...Köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 30 parsel sayılı 2.068.030,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ... ve harita mühendisi ... tarafından düzenlenen 26.10.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 28.535,89 metrekarelik alanın çekişmeli 138 ada 30 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek aynı adada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesine göre mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olup kural olarak mahkemenin istekten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Somut olayda davacı ..."ın talep ettiği ve dayanak tapu kapsamında kalan kısım keşifle belirlenen ve harita mühendisi ...ve fen bilirkişi ... tarafından müştereken hazırlanan 01.07.2015 tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 11.808,87 metrekare yüzölçümündeki bölüme ilişkindir. Mahkeme tarafından aynı bilirkişilerden infaza elverişli olacak şekilde ek rapor tanzimi istenmiş; bilirkişilerce bu kez dayanak tapu kaydının kapsadığı tüm alanı gösterecek şekilde ek rapor tanzimi yoluna gidilmiştir. Mahkemece de ek rapora atıf yapılarak 28.535,89 metrekarelik bölüm yönünden kabul kararı verilmiştir. Mahkemenin yukarıda anılan Kanun maddesine aykırı olacak şekilde, talebi aşarak yazılı şekilde hüküm kurması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de hakkında tescil kararı verilen taşınmaz bölümünün vasfının hükümde belirtilmemiş olması da yerinde değildir. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.