3. Hukuk Dairesi 2016/21918 E. , 2018/9278 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 29/06/2012 günü komşusu olan davalının bahçesinde oturduklarını, davalının büyükbaş hayvanlarını bahçenin etrafında otlattığını, evine gitmek üzere oradan ayrıldığında, davalının kendisinden, bahçeden uzaklaşmış olan hayvanları çevirerek tekrar bahçeye doğru yönlendirmesini istediğini, bunun üzerine eline küçük bir taş alarak hayvanlara doğru attığını, hemen ardından davalının iki yaşındaki tosununun koşarak kendisine saldırdığını ve boynuz darbeleri ile kalçasından ve kafasından yaraladığını, davalının bu olayda hayvan sahibi olarak sorumluluğunun bulunduğunu, kaza sonrası uzun süre tedavi gördüğünü, geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğradığını, tedavi için .... ...... ambulans ve otobüsle gitmek zorunda kalarak masraflar yaptığını ileri sürerek, geçici iş gücü kaybı için 1,00 TL, sürekli iş gücü kaybı için 1,00 TL, bakıcı gideri için 1,00 TL, ambulans-otobüs- diğer tedavi giderleri için 650 TL olmak üzere toplam 653 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 48.558,96 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davacının hayvanlarını ürküttüğünü ve kendisine saldırmasına sebebiyet verdiğini, tüm kusurun davacıda olduğunu, ambulansı arayıp hastaneye gitmesine yardımcı olduğunu, davacının emekli memur olup, işten kaldığı süreler için kayba uğramadığını, ayrıca manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının taş atması üzerine hayvanın saldırdığı, hayvanın kendisine yönelik saldırıya karşılık verdiği, bu durumda zarar gören davacının ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, hayvan sahibi ve idare edenin sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
./........
BK.nun 56. (TBK 67) maddesinde öngörülen hayvan idare edenin (tutucusunun) sorumluluğu, özel bir sorumluluktur. Anılan madde hükmüne göre, hayvanın bakımını ve yönetimini üzerine alan kişi, hayvanı idare eden (TBK 67"de hayvan bulunduran) sıfatıyla bu hayvanın sebebiyet vermiş olduğu zararları ödeme yükümlülüğü altındadır. Hayvan tutucusunun sorumluluktan kurtulabilmesi hayvanı, hal ve şartlara göre, gerekli bulunan özenle gözetmiş olduğunu ya da bu özen gösterilmiş olsaydı bile, zararın önlenemeyeceğini ispat etmesine bağlıdır. Kanunun öngördüğü bu özen borcu, zararın gerçekleşmesini önlemeye elverişli ve hayvan idare edenin almak zorunda olduğu tedbirlerin tümünü kapsar. Durum ve koşullara göre, gereken özenle gözetim gösterilmez, ya da gösterilmiş olsa idi zararın önlenemeyeceği kanıtlanmaz ise, hayvan tutucusu sorumlu olur. Özenle gözetim, hayvanın cinsine, özellikle huyuna göre takdir edilir. Hayvanların verdikleri zarardan dolayı onu idaresinde bulunduranın tazminatla mahkum edilebilmesi için, zarar görenin, o kimsenin ayrıca kusurunu ispat etmesi gerekmez. Aksine, hayvan idaresi altında bulunan kişi TBK. md. 67"de tanınmış olan (kurtuluş beyyinesini) ispat edebildiği takdirde ancak sorumluluktan kurtulabilir. Türk Borçlar Kanununun 52. maddesindeki, zarar görenin zararın doğumuna veya çoğalmasına birlikte sebep olması hallerinde hayvan idare edenin sorumluluk derecesi zarar görenin kusurunun şekli ve derecesine göre ya azaltılır, veyahutta tamamen ortadan kalkar.
Somut olayda, davalının ilçe merkezinde bulunan evinin bahçesinde büyükbaş hayvanlarını otlattığı ve bu sırada davalıya ait hayvanın (tosunun) saldırması sonucu davacının yaralandığı sabittir. Davalı yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince kusursuz sorumlu olup, mahkeme gerekçesinde dayanak yapılan davacının hayvana taş atması şeklindeki hareketi, davalının sorumluluğunun niteliği itibariyle başlı başına illiyet bağını kesecek boyutta-nitelikte bir hareket olarak kabul edilemez. Bu husus ancak davacı bakımından müferafik kusur olarak değerlendirilebilir.
Buna göre, yukarıda açıklandığı şekilde olayın gelişim biçimi ve hayvan idare edenin (hayvan tutucusunun) sorumluluğunu düzenleyen ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetilerek, konusunda uzman bilirkişiden tarafların kusur durumuna ilişkin taraf ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davacının müterafik kusuru olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...........