17. Hukuk Dairesi 2016/630 E. , 2018/5465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."nün, davacı şirkete toplam değeri 91.350,00-TL olan sekiz adet çek verdiğini, bu çeklerin ödenmediğini, davacı şirket tarafından, davalı aleyhine ...2. ... Müdürlüğü"nün dosyaları ile takip yapıldığını, takiplerin semeresiz kaldığını davalı ..."nün ... Mahallesi 682 ada 13 parselde kayıtlı B Blok 7. katta bulunan 30 ve 31 nolu bağımsız bölümleri, bağımsız bölüm başına 30.000,00 TL bedelle davalı ..."a satış yapılmak suretiyle elinde çıkardığını, taşınmazların daha sonra ..."ya devredildiğini, satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu ifade ederek ... Mahallesi 682 ada 13 parselde kayıtlı B Blok 7. katta bulunan 30 ve 31 nolu bağımsız bölümler üzerinde davalılar arasında yapılan tüm satış işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davaya konu çeklerin tarihinin dava konusu taşınmazların satın alınmasında sonra olduğunu, satışın gerçek olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ...; kendisinin dava konusu taşınmazları davalı ..."dan, rayiç bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaalı bir işlem olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;dava konusu tasarruf işlemlerinin, alacağın dayanağı olan çeklerin düzenlenme tarihlerinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK."nun 277. md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK."nun 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; tasarruf işlemlerinin, çeklerin keşide tarihlerinden önce olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Somut olayda takibe dayanak çeklerin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlendiği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır. Takip dosyasına konu çekler 2008 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarrufun ilk devir tarihi ise 31.12.2007 tarihinde yapılmıştır. Çekte vade olmamasına rağmen ticari hayatta vadeli çek kullanıldığı bilinen bir gerçek olduğundan davacı vekiline takip konusu çeklere dayanan borcun temel ilişkisinin tasarruftan önce doğmuş ise borcun doğumu konusunda varsa delillerini ve ticari defterlerini sunması ve davacı şirket kayıtları ile sunulan delillerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığının irdelenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise şimdiki gibi davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.