8. Ceza Dairesi 2017/9395 E. , 2017/5982 K.
"İçtihat Metni"Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 292/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun"un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair AYANCIK Asliye Ceza Mahkemesinin 04/02/2015 tarihli ve 2015/14-51 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasını infaz etmekte olan hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uygun davranmayıp ikinci kez ihlal etmesi nedeniyle mahkemesince, denetim ihlalinden bihakkın tahliye tarihine kadar olan süreyi kapalı ceza infaz kurumunda çekmesine ilişkin verilen kararın tebliğinden itibaren 2 gün içerisinde infaz kurumuna başvurmadığından bahisle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A-8 maddesi uyarınca hakkında atılı suçtan kamu davası açıldığı anlaşılmış ise de; denetimli serbestliği düzenleyen 5275 sayılı Kanun’un 105/A-7.maddesinin b ve c bentlerinin 09/01/2014 tarihinde yürürlüğe giren 26/12/2013 tarihli Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edildiği, aynı maddenin “.. denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir.” şeklindeki son paragrafın ilk cümlesinin de 09/04/2014 tarihli Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edildiği cihetle 5275 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer alan “….kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” hükmünün dayanağı kalmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.10.2016 gün ve 6589 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2016 gün ve KYB/2016-388957 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5275 sayılı Kanunun 105/A-7. maddesinde yer alan;
"a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100"üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi,
b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,
c) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir." şeklindeki hükümler Anayasa Mahkemesinin 09.01.2014 tarihli ve 28877 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 26.12.2013 tarih ve 2013/133 E. 2013/169 K. sayılı kararı ve 23.05.2014 tarih ve 29008 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 09.04.2014 tarih ve 2014/14 E. 2014/77 K. sayılı kararları ile iptal edilmiştir.
5275 sayılı Kanunun 105/A-6. maddesindeki;
“Hükümlünün;
a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,
b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlü- ğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programının, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hakimi tarafından karar verilir.”
Aynı kanunun 105/A-8 maddesindeki;
“Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” şeklindeki hükümler ise halen yürürlüktedir.
İncelenen dosyada; hükümlü ...’ın belirlenen yükümlülüklere (imza atma ve denetim sırasında ikametgahında bulunmama suretiyle) uymaması nedeniyle 5271 sayılı Kanunun 105/A-6/b maddesi uyarınca Sinop İnfaz Hakimliğinin 2013/70 E, 2013/70 K sayılı kararı ile kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilip bu kararın kendisine 05.08.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 2 gün içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunmaması nedeniyle Ayancık Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2015 tarih ve 2015/1 Esas sayılı iddianamesi ile hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan kamu davası açılması üzerine, Ayancık Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2015 tarih ve 2015/14 E, 2015/51 K. sayılı kararı ile TCK"nın 292/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda hükümlü hakkındaki mahkumiyete konu eylemin ve hukuki dayanağının Anayasa Mahkemesince iptal edilen 5275 sayılı Kanunun 105/A-7/a,b,c maddeleri kapsamında bulunmaması nedeniyle hükümlünün halen yürürlükte bulunan aynı Kanunun 105/A maddesinin 6/b ve 8. fıkraları yollamasıyla TCK.nun 292/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamamasında bir isabetsizlik bulunmaması karşısında, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.