Esas No: 2007/11-652
Karar No: 2007/624
Karar Tarihi: 26.09.2007
Genel Kredi Ve Teminat Sözleşmesine Dayalı İhtiyati Haciz - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/11-652 Esas 2007/624 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Asliye 13.Ticaret Mahkemesi'nde yaklaşık haciz davası görülmüştür. İhtiyati haciz isteyen banka, genel kredi ve teminat sözleşmesi uyarınca borçluların taksitlerini ödemediği için menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme %15 teminatla isteminin kabulüne karar vermiştir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmede teminata ilişkin bir düzenleme bulunması sebebiyle, teminatın değerlendirilmesi gerektiği belirtilen Yargıtay kararı sonrası bozma kararı verilmiştir. Ancak Yerel Mahkeme, borçlu Hasan H...a bozma ilamının ve duruşma gününü bildiren davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi sebebiyle hüküm kurulamayacağını belirtmiştir. Hukuk Genel Kurulu ise, önceki kararın usulen uygun olmadığına ve tarafların duruşmaya daveti sağlanmadan karar verilemeyeceğine karar vermiştir. Kanun maddeleri, HUMK'nun 96/2. maddesi ve 429/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu 2007/11-652 E., 2007/624 K.
Hukuk Genel Kurulu 2007/11-652 E., 2007/624 K.
- GENEL KREDİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİNE DAYALI İHTİYATİ HACİZ
- 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 35 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "İhtiyati Haciz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 13.Ticaret Mahkemesince "Talebin %15 teminatla kabulüne" dair verilen 20.01.2006 gün ve 2006/28 D. İş sayılı kararın incelenmesi İhtiyati haciz isteyen/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14.03.2006 gün ve 2006/1828-2652 sayılı ilamı ile;
("...İhtiyati haciz isteyen alacaklı banka vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca borçluların yatırması gereken taksitleri yatırmadığını ileri sürerek, teminatsız olarak borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; %15 teminatla isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayalı ihtiyati hacizde teminat istenilip istenilemeyeceği hususuna ilişkindir.
HUMK"nun 96/2.maddesinde, bir sözleşmede, teminata ilişkin bir düzenleme bulunduğu takdirde, teminata ilişkin hususların sözleşme hükmüne göre kararlaştırılması öngörülmüştür.
Somut olayda, ihtiyati hacze konu genel kredi ve teminat sözleşmesinin 48 nci maddesinde, müşteriye karşı ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı alınmasına gerek görülürse, "bankanın bu takdirde teminat göstermekten vareste tutulmasını.... kabul eder" şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, anılan yasa hükmüne göre, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, teminat hususunun değerlendirilmesi gerekirken, sözleşmedeki bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı (İhtiyati haciz isteyen) vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, genel kredi ve teminat sözleşmesine dayalı ihtiyati hacze ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu"nca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce; Yerel Mahkemece bozmadan sonra usulüne uygun olarak taraf teşkili yapılmadan direnme kararı verilmesine usulen olanak bulunup bulunmadığı, ön sorun olarak incelenip, tartışılmıştır.
İhtiyati haciz isteyen/alacaklı Banka vekili; Asliye Ticaret Mahkemesinde, müvekkilinin alacaklı olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca borçluların yatırması gereken taksitleri yatırmadığını ileri sürerek, teminatsız olarak borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş;
Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda "Alacaklının ihtiyati haciz talebinin %15 teminatla kabulüne" dair verilen karar, ihtiyati haciz isteyen/alacaklı Banka vekilinin temyizi üzerine Özel Daire"ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Bozma ilamı, alacaklı Banka ile borçlulardan Ü.... İnşaat ve Ticaret Limitet Şirketine usulen tebliğ olunmuş; diğer borçlu Hasan H......"a bozma ilamının tebliğine ilişkin olarak çıkarılan tebligat parçası, adresten ayrıldığından bahisle bila tebliğ iade edilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası dava esasa kaydedilmiş ve 06.11.2006 günlü duruşmada verilen ara kararı uyarınca, borçlu Hasan H......"a Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat yapıldığına ilişkin belge dosya arasına alınmış ise de; bu belgede dava dilekçesinin ekli olduğu yazılmış ve ayrıca bildirilen duruşma gün ve saati üzerinde elle oynama yapılıp tasdik olunmamıştır.
Bu haliyle, borçlu Hasan H......"a bozma ilamı ve bozma sonrası duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin varlığından söz edilemez.
Bozma ilamı ve duruşma gününü bildirir davetiye, borçlu Hasan H......"a usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesine karşın; Yerel mahkemece duruşma açılıp yargılamaya devam edilmiş ve önceki kararda direnilmesine dair hüküm oluşturulmuştur.
Öncelikle belirtilmelidir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 23.11.2005 gün ve E: 2005/11-576 K:2005/638 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, alacaklının ihtiyati haciz istemi üzerine, alacaklı aleyhine oluşturulan yerel mahkeme kararının temyizi sonucu Yargıtay Özel Dairesince verilen bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararı vermesi usulen mümkündür.
Ancak mahkemenin, bozma ilamına uyma yada direnme konusunu karara bağlamadan önce, bozma ilamını ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesinin amir hükmü gereğidir.
Bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 429/2.maddesinde, "…
…Mahkeme, temyiz edenden 434"ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay"ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir." Hükmü öngörülmüştür.
Bu açık hüküm karşısında mahkeme, bozma ilamını taraflara tebliğ edip; kendiliğinden tarafları duruşmaya davet etmekle yükümlüdür. Belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan ve bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme yada uyma kararı verilmesi olanaklı değildir.
Somut olayda; borçlu Hasan H......"a bozma ilamı ve bozma sonrası duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ve bu suretle, mahkemece taraf teşkili sağlanmadan duruşma açılıp yargılamaya devam edilerek, önceki kararda direnilmiştir.
Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, mahkemenin, bozmadan sonra usulüne uygun olarak taraf teşkilini sağlamadan direnme kararı vermesine, usulen olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Yerel mahkemece, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen/borçlu Hasan H......"a Yargıtay Özel Dairesince verilen bozma kararı ve duruşma gününü bildiren davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bozma kararına karşı beyanı alındıktan sonra, bozma kararına uyulup uyulmaması takdir edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili tamamlanmadan direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : İhtiyati haciz isteyen/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 26.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.