10. Hukuk Dairesi 2017/6334 E. , 2019/6980 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2017/843-2017/907
Mahkemesi : Gebze 5. İş Mahkemesi
No : 2016/192-2017/52
Dava, 12.12.2012 tarihli iş kazası sonucu %21.2 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya yapılan peşin değerli gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi giderlerinden oluşan toplam 64.700,33 TL"lik Kurum zararının şimdilik 5.000 TL.sinin 5510 sayılı Kanunun 21’ncı maddesi hükmü gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin ve davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı Kurum avukatı ile davalı şirket avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
12.12.2012 tarihli iş kazası sonucu %21.2 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya yapılan peşin değerli gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi giderlerinden oluşan toplam 64.700,33 TL"lik Kurum zararının şimdilik 5.000 TL.sinin 5510 sayılı Kanunun 21’ncı maddesi hükmü gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı kurumun, davalı şirket çalışanlarından ..."nin 12/12/2012 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maluliyeti oranında sigortalı hak sahibine gelir bağlandığını, kurum zararının oluştuğu iddiası ile gelirin davalı şirketten tahsilini talep ettikleri, davalı şirketin ..."nin geçirmiş olduğu kaza ile ilgili herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın işçinin kendi kusuru nedeniyle meydana geldiğini, davalı şirketin İş Kanunu ve İş Sağlığı ve İş Güvencesi tüzüğü kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, ayrıca İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda eğitim de verildiğini, kazalı işçinin davalı işyerinde saha çavuşu ve vinççi olarak çalıştığını, davaya konu kazanın işçinin dikkatsiz davranışları nedeniyle meydana geldiğini, işçi ..."nin demir kütüğü boşaltım işlemi sırasında vinç ile boşaltılan demir kütüğü ile istif halinde olan kütük arasında sıkışması sonucu meydana geldiğini, işçiye görevinin tüm gereklerinin anlatıldığını ve iş sağlığı güvenliği eğitimleri de verildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın KABULÜNE
a-İş kazası nedeniyle bağlanan gelire ilişkin 48.847,04 TL alacağın, gelirin onaylandığı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
b-2.913,22 TL geçici işgöremezlik ödeneğine ilişkin alacağın, onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine. ,” dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davalı şirket vekilinin istinaf isteminin kabulü ile “ HMK"nun 353/1-b-2 maddesi gereğince Gebze 5. İş Mahkemesinin 07/02/2017 tarihli 2016/192 Esas-2017/52 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın KABULÜNE,
a-İş kazası nedeniyle bağlanan gelire ilişkin 48.847,04 TL alacağın, gelirin onaylandığı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
b-2.913,22 TL geçici işgöremezlik ödeneğine ilişkin alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine. ” dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum avukatı, aleyhimize yargılama giderine hükmedilmesi yersiz olup karar bu yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili; davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, olayın işçinin kusuru ile gerçekleştiğini, işgüvenliği konusunda eğitim de verildiğini, neticede ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 21. maddesidir. Anılan maddede yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; 12/12/2012 tarihli iş kazası sonucu %21.2 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya yapılan peşin değerli gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi giderlerinden oluşan toplam 64.700,33 TL"lik Kurum zararının istemine ilişkin olup,Mahkemece, gerçek zarar hesabı yaptırılmış, ancak meslekte kazanma güç kaybı oranının % 60’ın altında kaldığı durumlarda, sigortalının işgöremezlik oranına bağlı olarak emsallerine göre daha fazla çaba harcamak suretiyle de olsa, çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunduğundan, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılmasına olanak bulunmadığı, buna göre yapılacak hesaplamada işlemiş dönem ve işleyecek dönem toplam zarar miktarının 299.097,34 TL olduğu, bunun %21.2 malüliyet karşılığının 63.408,60 TL olduğu, bu miktarında kusur karşılığının 50.726,90 TL olduğu, bulunan bu gerçek zarar miktarı, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden düşük olduğu halde, düşük olan gerçek zarar miktarı yerine, ilk peşin sermaye değerinin karara esas alınmış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının
Davanın Kabulüne cümlesinin silinerek ""Davanın kısmen kabul kısmen reddine,” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün a fıkrasının silinerek yerine; “a-İş kazası nedeniyle bağlanan gelire ilişkin 40.581,52 TL alacağın, gelirin onaylandığı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün b fıkrasının silinerek yerine; “b-2.913,22 TL geçici işgöremezlik ödeneğine ilişkin alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün “492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı olan 3.535,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,” cümlesinin silinerek yerine “ 492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı olan 2.971,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına cümlesnin yazılmasına,
Hükmün” Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında müzekkere ve davetiye gideri, bilirkişi ücretleri olarak harcanan toplam 1.482,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, “ cümlesinin silinerek yerine “ Kabul edilen miktar üzerinden davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında müzekkere ve davetiye gideri, bilirkişi ücretleri olarak harcanan toplam 1.245,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Hükmün “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir edilen 6.043,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin silinerek yerine “ Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir edilen 5.134,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ret edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 1.980 TL ret vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına,ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.