19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3307 Karar No: 2015/113 Karar Tarihi: 13.01.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/3307 Esas 2015/113 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2014/3307 E. , 2015/113 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı asil ... ve vekili Av. ..."nun gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı asil ve avukatların sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, icra takibine konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun icra mahkemesince alınan Jandarma Kriminal Laboratuvarı raporu ile ...Ceza Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olduğunu, bononun soyut borç ikrarı içerdiğini, bononun müvekkilinin davacıya verdiği 100.000 TL.borç para ile komisyon bedeli karşılığında düzenlendiğini davacının beyan ederek senedi müvekkiline verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, imza inkarına dayanarak açılan davada, bonodaki imza ile taraflar arasındaki 01.11.2008 tarihli sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, davalının ceza davalarında beraat ettiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu senetteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile saptanmış olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava konusu senet, “nakden” kaydını taşımakta olup, davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde davalının davacıya 100.000. TL borç verdiği, ayrıca komisyonculuk hizmetinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, senedin bunlara karşılık düzenlendiğini savunmuştur. Dolayısıyla, davalı 650.000. TL’lik kısmı yönünden senedin ihdas nedenini talil etmiş olup, bu miktar bakımından alacağının bulunduğunu ispat yükü davalı tarafa aittir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.