Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/62-2019/165

Dava, hak sahibi sıfatıyla davacıya ödenen ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 07.10.2002 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle talep konusu dönemde fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca kesildiği ve 20.10.2008-19.01.2014 döneminde yersiz olarak ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen hükmün, Dairemizce yapılan temyiz denetimi üzerine bozulduğu, anılan bozma ilama uyulmasına karşın, bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. İnceleme konusu davada, davacının boşandıktan sonra eski eşine ait evde ikamet etmeye devam etmesi, boşanma tarihinden sonra anılan ikamete ait doğalgaz kullanım sözleşmesinin eski eşi tarafından imzalanması, davacı tarafından imzalanan tüm kira sözleşmelerinde eski eşinin müteselsil kefil olarak imzasının bulunması, davacının medula adresi ile eski eşinin medula adresinin aynı olması, davacının eski eşinin nüfus kaydına göre 2007-2011 tarihleri arasında Fatsa’da ikamet ettiği ancak, belirtilen adreste yapılan kolluk araştırmasında bu adreste ikamet etmediğinin ve tanıyan bilenin olmadığının tespit edilmesi, eski eşin gsm operatöründeki adresinin davacıya ait olması, 2010 yılında davacının yaşlı birisine baktığı ve yatılı olarak çalıştığı beyan edilmesine karşın, davacının hizmet döküm cetvelinde 11.02.2016 tarihinden itibaren ev hizmeti çalışmasının bildirildiği anlaşılmakla, mahkemece bu delillerin değerlendirmeye alınmaması hatalıdır. Herkesin bir ikametgah adresinin olması zorunlu olup, davacının eski eşinin 2007-17.10.2011 tarihleri arasında ve 17.10.2011 tarihinden sonra kayıtlarda bulunan adresinin de işyeri adresi olduğu gözetilerek nerede ikamet ettiğinin araştırılarak, bu yerler yönünden geniş kapsamlı ve dava konusu döneme ilişkin olarak Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, görev yapan anılan mahalle/köy muhtar ve azalar ile çevre komşulardan kanaate yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı ve kontrol memuru raporunun aksinin ispat edilip edilmediği hususu belirlenerek boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.