Dava dilekçesinde, soyadı değişikliği istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Ölü eşi hanesinde dul olarak kayıtlı bulunan davacı, dava dilekçesinde, kendisinin ve evlilik birliği içinde doğmuş çocuklarının "Aktaş" olan soyadlarının, davacı Mahfuze"nin bekarlık soyadı olan “Sönmezer“ olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacının 19.10.2009 tarihinde Aydın Aktaş ile evlendiği, eşinin 21.06.2011 tarihinde öldüğü, kendisinin ve müşterek çocuklarının ölü eşi hanesinde kayıtlı olup, onun soyadını taşıdıkları anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi davacı annenin velisi bulunduğu Zelal ve Aylin"in soyadlarının değiştirilmesi konusuda açtığı davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı Mahfuze eşi Aydın Aktaş ile evli iken Aydın"ın 21.06.2011 tarihinde öldüğüne, Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönergesinin 141. maddesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 67.maddesinde "Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır ve kocasının soyadını taşımaya devam eder. Yazılı talebi halinde bekarlık hanesine dönerek bekarlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir" hükmü karşısında kocası ölen davacı, eşi hanesinde kaldığına göre ölen eşinin soyadını taşıyacağı hususu da dikkate alınmadan davacı Mahfuze"nin soyadının değiştirilmesine karar verilmesi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir. ./..
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.