23. Hukuk Dairesi 2014/7247 E. , 2015/1931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki hükmen ibra ve genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif denetim kurulu üyesi olduğunu, 13.06.2010 tarihli genel kurul toplantısında, kooperatifte bulunan usulsüzlükleri ortaya koyan raporu genel kurula sunduğunu, dava dışı diğer denetçinin ise kooperatif iş ve işlemlerinde her şeyin yolunda olduğu yönünde rapor tanzim ettiğini, bu denetçinin ibra edilmesine rağmen, görevini eksiksiz olarak yerine getiren davacının ibra edilmediğini ileri sürerek, davacının hükmen ibrasını talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla ayrıca ibra edilmemeye ilişkin genel kurul kararının iptalini de istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.04.2012 tarih ve 2011/4704 E., 2012/2942 K. sayılı ilamıyla onanmış, davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Dairemizin 11.10.2012 tarih ve 4465 E., 5901 K. sayılı ilamıyla, somut olay itibariyle denetçinin iptalini istediği genel kurul kararının, ibra edilmemeye ilişkin olup, böyle bir kararın tek başına henüz uygulanabilir bir karar olmadığı, zira, böyle bir karara dayanılarak ortaklık adına sorumluluk davası açılabilmesinin mümkün bulunmadığı, bunun için, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile kooperatiflerde de uygulanması gereken TTK"nun 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulda dava açılmasına özel olarak karar verilmesinin gerektiği, sadece bu kararın, sorumluluk davasının dayanağı durumunda olduğu, bu itibarla, denetim ve yönetim kurulu üyelerinin, ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmelerinin mümkün bulunmadığı, ne var ki, ibra edilmeme kararına bağlı olarak açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde, yöneticilerin veyahut denetçilerin, ibra edilmeme kararının, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle yokluğunun tespitini hemen dava edebilme hakları var ise de, esasa ilişkin iptal nedenlerinin açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, denetçi veyahut yöneticilerin ibra edilmeme kararının esasa ilişkin nedenlerle iptal davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı, ibra edilmeme kararı ile birlikte sorumluluk davası açılması yönünde bir karar alınmış, ancak makul bir süre geçmesine rağmen böyle bir dava açılmamış ise, hukuki durumu askıda olan denetçi veyahut yöneticilerin, sorumluluk davası açılması kararının kanun, anasözleşme hükümleri ve iyiniyet esaslarına aykırı bulunduğu iddiasıyla .../...
dava açma hakları olduğu, dava konusu yapılan genel kurulda, sorumluluk davası açılması hususunda bir karar alınmayıp, ibra etmeme kararı alınmış olup, bu kararın tek başına uygulanabilirliği olmadığı gibi, Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre, mahkemelerin kooperatif organı yerine geçerek, bu organın yetkisinde olan bir konu hakkında karar vermesi olanağı bulunmadığından, mahkemece, davacının 13.10.2010 tarihli genel kurulun 7. maddesindeki “denetçi ...’ün 2009 yılı çalışmalarından dolayı ibra edilmemesine” ilişkin kararın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığından, bu maddenin iptaline ve davacının hükmen ibrasına ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.