11. Hukuk Dairesi 2019/2086 E. , 2020/221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada... 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/11/2017 tarih ve 2017/352 E.- 2017/493 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 08/11/2018 tarih ve 2018/474 E.- 2018/1160 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili şirketin TPMK nezdinde 2012/06388 sayılı “ENDAŞ+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2011/84920 sayılı "EMDAŞ" ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, müvekkilinin TPMK nezdinde 06, 07 ve 12. sınıflarda tescilli 93736 sayılı "ENDAŞ" ibareli markanın sahibi olduğunu, 19.10.2011 tarihli tebliğ değişikliği sebebiyle 06, 07 ve 12. sınıfları kapsayan 35. sınıf bakımından 2012/06388 sayılı marka tescil başvurusunun reddedildiğini, dava konusu emtia listelerinin benzer olmadığını, itiraza mesnet gösterilen EMDAŞ markasının 35.05. sınıf bakımından mal detaylandırması yapmamış olduğunu, ENDAŞ markasının 1986 yılından beri redde mesnet EMDAŞ markasının 1998 yılından beri tescilli olduğunu, söz konusu firmaların faaliyet alanlarının farklı olduğunu, dava konusu marka işaretleri arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek TPMK YİDK’nun 2014-M-8242 sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; SMK"nın 20. maddesi uyarınca bir marka başvurusu ile ilgili Kurum tarafından verilen nihai karar olan YİDK kararlarının iptali istemiyle bu kararın tebliğinden itibaren iki ay içinde dava açılabileceği, iki aylık sürenin hak düşürücü bulunduğu, bu nedenle dava şartı niteliğinde olup resen dikkate alınacağı, somut olayda iptali istenen YİDK kararının davacı vekiline 10.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü sürenin 10.08.2014 pazar gününe geldiğinden 11.08.2014 tarihinde dolduğu, davanın iki aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra 04.09.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle HMK"nın 115, 138 ve 556 sayılı KHK"nin 53. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; maddi hukuka ilişkin sürelerin, HMK"da öngörülen süreler gibi adli tatile tabi olmadığı, somut olayda iptali istenen YİDK kararının davacı vekiline 10.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 556 sayılı KHK"nin 53. maddesinde düzenlenen iki aylık hak düşürücü sürenin 10.08.2014 pazar gününe geldiğinden 11.08.2014 tarihinde dolduğu, davanın iki aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra 04.09.2014 tarihinde açıldığı, ilk derece mahkemesince de Dairemiz kaldırma kararına uyularak, 556 sayılı KHK"nin 53. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 64,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 09/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.