22. Hukuk Dairesi 2018/4616 E. , 2018/13534 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalı işyerinde 03/08/1992-20/09/2016 tarihleri arasında teknisyen olarak kesintisiz çalıştığını, davalı işverenin hiç bir haklı neden göstermeksizin müvekkili davacının iş akdini feshettiğini belirterek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini, fesih sırasında belirli objektif vakıa ve emareler mevcut olup, müvekkil şirket açısından...ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin sarsılmasından dolayı feshin haklı olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının, hukuki durumunun 690 sayılı KHK"nin 56. maddesi ile değişik, 685 sayılı KHK"nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrası kapsamına girdiği, bu düzenleme kapsamında dava dosyasının Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu"na gönderilmesinin gerektiğinden dava konusu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmesine karar verilmiştir.
İstinaf:
İlk Derece Mahkemesinin kararına ... davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Mahkemece kararın kesin olduğu gerekçesiyle 19.07.2017 tarihli ek kararla istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davalı bu kez ek karara ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının iş sözleşmesine 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1/g nolu bendi uyarınca son verilmiş olması nedeniyle, hukuki durumunun 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 56. maddesi ile değişik, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrası kapsamına girdiği, bu halde, Mahkemece verilen 06.07.2017 tarihli karar kesin olduğundan, davalının istinaf talebinin reddine dair verilen 19.07.2017 tarihli ek karar, usul ve yasaya uygun bulunarak davalının ek karara ... yaptığı istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 gereğince reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Bilindiği üzere 15.07.2016 tarihinde Devlete ... bastırılan darbe teşebbüsü sonrasında 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarılmıştır.
667 sayılı KHK.’un (18.10.2016 tarihinde kabul edilen 6749 sayılı kanun ile değişitirilerek kabul edilmiştir) 4/1.g maddesi uyarınca “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine ... faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Aynı maddenin 2. Fıkrası gereğince de “görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır(6749 sayılı kanun Mad. 4/1.g ve 4/2).
Daha sonra çıkarılan 685 sayılı KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş ve komisyona 2/1.a maddesi ile kanun hükmünde kararname ile çıkarılanların başvurularını komisyonun değerlendirileceği belirtilmiş, bu kararnamenin geçici 1. maddesi 690 sayılı KHK’un 56. Maddesi ile değiştirilerek, komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurmuş veya dava açmış olanlar için 7. Maddedeki başvuru usulünün uygulanacağı belirtilmiş ve “bu dosyalar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına dosya üzerinden kesin olarak karar verileceği, vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, bu dosyaların, yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği” açıklanmıştır. Dolayısı ile KHK kapsamına iş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin geçersizliği ve işe iade davası açmış ise geçici madde uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken, komisyonun görevinin sadece KHK ile ihraç listesi içinde çıkarılanlarla sınırlı olduğudur. Kurum ve kuruluş, KHK listesi yayınlanmadan çıkarmış ise iş sözleşmesi ile çalışanın feshin geçersizliği ve işe iade davasının iş mahkemesince görülmesi gerekir. Burada mahkemece feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı sunulan deliller kapsamında değerlendirilecektir.
Somut olayda, davalı TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.)’ın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi bir anonim şirket olduğu; Şirket hisselerinin %54,49’una Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV), %45,45’ine T.C. Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve 0,06’sına Türk Hava Kurumu’nun (THK) sahip bulunduğu; bu hisse yapısı itibari ile TUSAŞ, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bağlı ortaklığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığının’nın ise iştiraki olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain kalkışma sonrasında Şirket personeli hakkında doğrudan KHK ile tesis edilen işlemi bulunmadığı, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendine göre işveren ve işçi arasında güven temelinin çökmesi nedeni ile ve 02.09.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile feshedildiği anlaşılmıştır. Bu halde, KHK listesi yayınlanmaksızın işten çıkarılan ve iş sözleşmesi ile çalışan davacının, feshin geçersizliği ve işe iade davasının iş mahkemesince görülmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan...ilişkisinde işverenin işçisine ... duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine ... açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına ... açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
Dosya içeriğinden, davacının ... Batı 1.Sulh Ceza Hakimliği’nin 03.03.2017 tarih ve 2017/132 sorgu sayılı kararına istinaden tutuklandığı, ... Batı Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararı vermesi üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/104591 numaralı soruşturma dosyası ile soruşturmaya devam edildiği; ... Emniyet Müdürlüğünün 29.04.2017 tarihli yazısına göre davacının abisinin Bylock aboneliğinin bulunduğu, ... ile iltisaklı işyerlerinde ... kaydının bulunduğu, Bankasya hesabında para artışı olan şahıslar arasında olduğu anlaşılmıştır. Bu halde, davacının çalıştığı Kurumun niteliği ile işverenden...ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek derecede şüphe meydana geldiği anlaşıldığından...sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığı kabul edilmelidir. Bu anlamda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi hükmü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2017/3425 esas ve 2017/2338 karar sayılı ve ... Batı 1...Mahkemesinin 2016/692 esas, 2017/385 sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 277,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 30.05.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.