9. Hukuk Dairesi 2016/5103 E. , 2016/9093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
...
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, mikser şöförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işyerindeki çalışmalarının kesintili olduğunu, istifa ederek ayrıldığını bütün haklarını aldığını ve yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin davalı tarafından haksız feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, davacıya dosya içeriğinde bulunan 22.06.2010 günlü istifa dilekçesine karşı beyanının alınarak istifa dilekçesini imzalamasında irade fesadı hallerinin olup olmadığının araştırılmaması nedeniyle hatalı karar verildiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda davacının iş akdinin haksız feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17 nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekliyle, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde bir icap olarak değerlendirilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacının davalıya ait işyerinde 01.11.1994-12.08.2005 ve 04.09.2007-22.06.2010 arasında çalıştığı dosya içeriğindeki belge ve hükme esas alınabilecek tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalı, davacının 04.09.2007-22.06.2010 tarihleri arasındaki çalışmasının istifa ile sona erdiğini savunmuş ve istifa dilekçesini sunmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak istifa dilekçesine karşı diyecekleri davacıdan sorulmuştur. Davacı, istifa dilekçesinin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Davacı işverenin tazminat ödeyeceklerini söyleyerek istifa dilekçesini imzalattırdıklarını iddia etmiştir. Davacı iradesinin bu şekilde sakatlandığını ispat edememiştir. Bu nedenle davacının 04.09.2007-22.06.2010 arasındaki çalışmasının istifa ile sona erdiğinin kabul edilmesi gerekirken, yerinde olmayan değerlendirme ile bu dönem için de tazminata hükmedilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....