![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2022/1572
Karar No: 2022/4286
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1572 Esas 2022/4286 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1572 E. , 2022/4286 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15/10/2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne dair verilen 16/12/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl ve birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ... Mahallesinde bulunan 1293 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, parselinin yola bağlantısının bulunmadığını, davalılara ait 1291 ve 1292 parsel sayılı taşınmazlardan bedeli karşılığı müvekkil taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 12.10.2012 tarih, 2012/10054 Esas, 2012/11697 Karar sayılı ilamıyla; "...davacının mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu, Hazine arazisinden geçen fiili yolun ortadan kalkabileceği ihtimalinin bulunduğu, alternatif güzergahların belirlenmesi sonucu davacı geçit ihtiyacının değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme 27.03.2013 tarih ve 2013/83 Esas, 2013/173 sayılı Kararıyla ilk hükmünde direnmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2015 tarih, 2013/14-1993 Esas, 2015/1283 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.10.2019 tarih, 2018/5562 Esas, 2019/6486 Karar sayılı ilamıyla; ''... mahkemece, davalılardan ... adına kayıtlı olan 1291 sayılı parselin güney sınırını takiben 3 metre genişliğinde 36,50 metre uzunluğunda toplam alanı 109,5 m² olan ve karara ekli harita bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen yolu geçirilmesi suretiyle davacıya ait 1293 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de 28.10.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda 1. alternatif olarak A harfi ile gösterilen geçitin 112,19 m² olarak gösterildiği, 18.11.2016 tarihli ziraat ve inşaat mühendisinden oluşan heyet tarafından tanzim edilen raporda 1. alternatif geçit güzergahının 109,50 m² esas alınarak geçit bedelinin hesaplandığı, bilirkişi raporları arasındaki bu tereddüt giderilmeden ve tarih belirtmeksizin fen bilirkişi raporuna atıfta bulunarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de ziraat ve inşaat mühendisinden oluşan heyet tarafından tanzim edilen 18.11.2016 tarihli raporda A harfi ile gösterilen güzergahta yer alan ağaçların cins ve sayıları belirtilmeksizin takdiren bedelinin hesaplanması da doğru olmamıştır. '' şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabul, kısmen reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; UYAP Takbis sisteminde yapılan denetimde, dava konusu taşınmazların kaydının pasif durumda olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların son tapu kaydı dosya arasına alınmadan infazı mümkün olmayacak şekilde pasif kayıtlar üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de;
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmeli bu bedel hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
Geçit hakkının kurulması istemli bu davada fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği hüküm altına alınacak geçit bedelinin karar tarihine en yakın rayiç bedele göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bozma ilamı sonrasında mahkemece aldırılan 07.06.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; geçit hakkı bedelinin 26/10/2016 tarihli keşif esas alınarak belirlendiği anlaşılmakla, keşif tarihinden karar tarihine kadar geçen sürede paranın satın alma gücünde azalma meydana geldiğinden fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği, bilirkişi heyetinden rapor alınarak geçit hakkı tesis edilen yerin, karar tarihine en yakın tarih itibariyle rayiç değerinin belirlenmesi ve bu bedelin depo edilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.