Esas No: 2022/1879
Karar No: 2022/4309
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1879 Esas 2022/4309 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1879 E. , 2022/4309 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/10/2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 2382 parsel sayılı taşınmazın tarafların müşterek miras bırakanı ... oğlu ...’e ait olduğunu, taraflar arasında aynen taksimi mümkün olmadığından ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... tarafından verilen cevap dilekçesinde, babaları ...’ün vefatı üzerine kendilerinin arsa üzerine evler ve samanlıklar yaptıklarını ve kimsenin itiraz etmediğini, davacıların arsada ve arsa üzerindeki yapılarda hakları olmadığını, ...’ün arsa üzerinde 110 m2 ev ile yanına mutfak ve ambar yaptırdığını, ...’in ise babasından kalan evi yıkılmaması için onardığını, ambar evini yaptığını belirtmişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 28.03.2017 tarihli, 2015/10104 Esas, 2017/2427 Karar sayılı bozma ilamı ile "...yargılama sırasında davalı ... aynen taksim istemiş; muhdesat iddiasında bulunmuş, ayrıca Enez Asliye Hukuk Mahkemesi’nden alınan mülkiyetin tespiti davasında da muhdesatın kendisine aidiyetine karar verildiğini bildirmiş, satış bedelinin bu durum göz önüne alınarak dağıtılmasını savunmuştur.
Hal böyle olunca davalı ...’ün iddiasını kanıtlaması gerektiğinden yapılacak keşif masrafının davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep eden davacı taraftan tahsiline karar verilmesi ve yatırılmadığından söz edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir..." gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda, davalı ... vekili dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binada önemli değişiklikler gerçekleştiğini taşınmazın üst katının yıkıldığını iddia etmektedir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak yeniden bilirkişi raporu alınmalı, davalının iddiası değerlendirilmeli, davalı ... tarafından açılan muhdesat aidiyetinin tespiti davası da dikkate alınarak yukarıda belirtilen ilkeler ışığında muhdesat oranı kurulmak suretiyle bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, mahkemece mahallinde keşif yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, satış bedeli paylaştırılırken infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, mahkemece muhdesat oranlarının farklı tespit edildiği her iki rapora birden atıf yapılması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın ilgiliye iadesine, 20.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.