1. Ceza Dairesi 2016/5348 E. , 2016/4084 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA)
Basit yaralama suçundan hükümlü ..."in, bu cezasını Devrek Açık Ceza İnfaz Kurumunda infaz etmekte iken 08/01/2016 tarihinde izinden dönmeyerek firar etmesi eyleminden dolayı Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/b maddesi gereğince hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine ilişkin Devrek Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İşyurdu Yönetim Kurulu Başkanlığının 09/03/2016 tarihli ve 2016/44 sayılı kararının onaylanması talebinin reddine dair Zonguldak İnfaz Hakimliğinin 11/03/2016 tarihli ve 2016/436 esas, 2016/433 sayılı kararına yapılan itirazın kabulüne Zonguldak İnfaz Hakimliği kararının kaldırılmasına ve hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine ilişkin kararın onaylanmasına dair Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarihli ve 2016/334 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 25/06/2015 tarihli ve 2015/8588 esas, 2015/3318 sayılı ilamında yer alan, “... gerek 5275 sayılı Kanunun 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan “İade Edilir” sözcüğünün “kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olmasına karşın, anılan maddelerin infaza doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair herhangi bir ibareyi içermemiş olması ve ceza hukukunda; sanık aleyhine kıyasın yasak olduğunun kanunilik ilkesinin doğal sonucu olduğu gibi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklindeki düzenlemenin, bir anlamda hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığı için ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için de geçerli olacağının anlaşılması karşısında; somut olayımızda adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderileceğine dair kanun yararına bozma talebinin dayanağını teşkil eden ve yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığı...” şeklindeki açıklama ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/3. maddesinde “(Değişik fıkra:18.06.2014 - 6545 s.K./81.mad) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklinde yer alan hüküm ile anılan Kanun"un 14/4 maddesinde, “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler” yer alan hüküm ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde yer alan, “(1) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden;...b) Firar edenler,...kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilirler” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan maddelerin cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları kapsadığına dair herhangi bir ibareyi içermediği, nitekim 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2/3. maddesinde "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklindeki düzenlemeyle sanık aleyhine kıyasın yasak olduğu, söz konusu bu kıyas yasağının, hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığı için ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için de geçerli olacağının anlaşılması karşısında; somut olayımızda cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlanan hükümlünün izin tecavüzünde bulunduğu gerekçesiyle anılan Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği, hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 21/06/2016 gün ve 94660652-105-67-5379-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarihli ve 2016/334 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28/11/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.