Esas No: 2021/572
Karar No: 2022/661
Karar Tarihi: 01.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/572 Esas 2022/661 Karar Sayılı İlamı
... ..
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/572 Esas
KARAR NO : 2022/661
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
DAVACI : ... - ...
VEKİLİ : Av. ...... ..
DAVALI : ... - ... ...
VEKİLİ : Av. ... ... ..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; Davalı aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2019/... sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide bakiye alacaktan kaynaklandığını, davalının borcu ödemediği gibi borca ve yetkiye de haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ile % 20 ' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir. talep etmişlerdir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle ; Takibin ve davanın yetkisiz yerde açıldığını, İstanbul İcra Dairelerinin ve İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının önceki yıllardan almış olduğu ürün bedellerini ödediğini, 2019 yılı boyunca da borca karşılık kambiyo evrakları verdiğini ve bu şekilde ödeme yaptığını, davacının cari hesabında kayıtlı faturalara ilişkin alacaklarının bulunmadığını verilen ihtiyati haciz kararının da kaldırılması gerektiğini, hiçbir dayanak belge sunulmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2019/... sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf takibe konu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide bakiye alacaktan kaynaklandığını, davalının borcu ödemediği gibi borca ve yetkiye de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı davalıdan bakiye takip miktarınca alacaklı olup olmadığı ile ticari ilişki boyunca davacı taraf davalıya ne miktarda fatura düzenlediği ve davalının ne miktarda ödeme yaptığı araştırılmalıdır.
Bunun için inceleme günü belirlenmiş, kesin süre verilmiş ve taraflara da inceleme gününde defterleri hazır etmedikleri takdirde diğer tarafın defter ve kayıtlarının doğruluğunu kabul etmiş sayılacakları ihtar edilmiştir.
İnceleme gününde davacı taraf defter ve belgelerini ibraz etmiş ancak davalı taraf ibraz etmemiştir. Davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve delil vasfına sahip olduğu, davacı tarafça gönderilen havale açıklamalı tutarlarla ilgili olarak bunların karşılığında bir mal alındığına dair defter ve kayıtlarda bilginin yer almadığı görülmüştür.
Davalı taraf defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Davalı tarafa defter ibraz etmesi için verilen sürenin ancak buna rağmen ilk bilirkişi incelemesinde davalının defter ibraz etmemesinin üzerinde durmak gerekir. Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan ticari defterlerin yasada kesin delil olarak düzenlendiği açıktır.
HMK'nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
İnceleme gününde davacı taraf defterlerini itiraz etmiş yapılan incelemede ticari defter ve belgelerin usulüne uygun tutulduğu ve delil vasfında olduğu anlaşılmıştır. Davacı defterlerine göre; davacı davalıdan 746.345,44 TL alacaklı bulunmuştur.
Davalı taraf rapora itirazlarında; davacının davalıdan çek ve senetler ile ödemeler aldığını, davacı cari listesinde davalıya iade etmemiş olduğu çek ve senetlerin iade girişlerini yaptığını, bunları iade ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir belge, delili ve ispatı bulunmadığını ileri sürmüştür.
TBK'nun 133. Maddesine göre; yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi ancak tarafların bu yöndeki açık iradesiyle mümkün olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Dolayısıyla temel bir borç için kambiyo senedi düzenlenmiş olması bu temel borcun ifa edildiğini ve sona erdiği sonucunu doğurmaz. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere verilen kambiyo senedi açık bir yenileme iradesiyle verilmediği sürece alacaklı dilerse temel ilişkiye dayanarak (ticari defter ve kayıtlarındaki cari borç/alacak detayı) dilerse kambiyo senedine dayanarak alacak isteminde bulunabilir.
Kambiyo senedinin alacaklıya verilmesi ifa yerine geçen edim değildir. İfa uğruna yapılan edimdir. İfa uğruna yapılan edimde borç bu edimin yerine getirilmesiyle yani kambiyo senedinin verilmesiyle sona ermez. Ancak; verilen kambiyo senedinin karşılığı borç ödenmişse borç ifa edilmiş sayılır. Davalı taraf davacı kayıtlarında iade kaydı görünen kambiyo senetlerinin iade edildiğinin dayanak belgelerle ispatlanması gerektiğini ileri sürmüşse de; bunun aksine kambiyo senetleri davacının elinde olsa dahi davacı bu senetler karşılığının ödendiğini ispatla yükümlüdür. Bu takdirde davacının temel ilişkiden kaynaklanan alacak hakkı bu ödeme kadar sona erecektir. Davalı taraf rapora itirazlarında kambiyo senetlerinin karşılığının ödendiğini ileri sürmediği gibi buna ilişkin bir delilde sunmamıştır. Bu kapsamda borcun sona erdiğine dair ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Davalı taraf rapora bir diğer itirazında; davacı cari hesap özetinde yer alan bir kısım faturalara ilişkin ürün satışı ve teslimi yapılmadığını, Davacı tarafından satışı yapılmayan ürünlere ilişkin faturalar kestiğini, davalıya satılmış ve teslim edilmiş ürünler bulunmadığını, Davacı kesilen faturalar kadar ürünü sattığına ve davalıya teslim ettiğine dair dayanak belge ve delil sunması gerektiğini ileri sürmüştür.
HMK'nun 222. Maddesinde 22/07/2020 tarihinde yapılan değişiklik öncesinde bir kısım Bölge Adliye Mahkemelerince alacaklı tarafın defterini ibraz edip borçlu tarafın defterini ibraz etmemesi halinde alacaklı tarafın defterlerinde var olan alacağının dayanağı olan belgelerin bulunması gerektiği yahut borçlu tarafın BA formu ile bunu maliyeye bildirmesi gerektiği kabul edilmekteydi. Ancak; değişiklik öncesi dönemde de gerek mahkememizin gerekse Yargıtayın uygulamasında bir tarafın defterleri ibraz etmemesi halinde mahkemeye diğer tarafın defter ve kayıtlarının doğruluğunu kabul etme yetkisi tanınmıştır. Burada önceki dönemde dahi mal teslim belgesinin imzalanmadığı faturalarda davacı tarafın malları teslim edip davalıya fatura düzenlemiş olmasına rağmen ve karşı tarafın da ticari defter ve belgelerine bu faturaları kaydetmiş olmasına rağmen sırf defter etmeyerek kötü niyetli biçimde davacının ispat edebileceği alacağın ispatlanmasına kötü niyetle engel olunmak istenmesinin yolunu açacak bir uygulamaydı. Özellikle BA formu ile maliyeye bildirilmeyecek tutarda olan alacaklar için davalı taraf sırf defterlerini ibraz etmeyerek ve imzalı bir teslim belgesi de yoksa kendi defterlerinde faturalar kayıtlı olmasına ve borçlu olmasına rağmen defterlerini ibraz etmeyerek bir alacağın kötü niyetle ispatlanmasının önüne geçmiş olacağı gerekçesiyle değişiklik öncesindeki dönemde de mahkememizce bir tarafın defterlerini ibraz etmemesinin yaptırımının uygulanması gerektiği ve diğer tarafın kayıtlarının doğruluğunun kabul edilmiş sayılması gerektiği görüş olarak benimsenmiştir.
Nitekim 22/07/2020 tarihinde yapılan yasa değişikliği ile bu tartışmaların sonu gelmiştir. Zira; bu gibi sakıncaları da gözeterek kanun koyucu bir tarafın defterini ibraz etmemesi halinde diğer tarafın defterindeki kayıtların iddianın ispatını sağlayacağını "diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi" şeklindeki madde metnine ilave ettiği hükümle belirlemiştir. Hatta "Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayıl" acağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı taraf delil listesinde açık olarak her iki tarafın ticari defter ve belgelerine delil olarak dayandığından ibrazdan kaçınma halinde tacir olmayanlar bakımından dahi ibrazı talep eden tarafın ibrazı ispat edilmiş sayılacağı düzenleme altına alınmakla tacirler bakımından bu durum evleviyetle uygulanacaktır. Dolayısıyla davalı taraf defter ve kayıtlarını ibraz etmeyerek davacının defter ve kayıtlarının doğruluğunu kabul etmiş sayılmış bu kapsamda ibrazdan kaçınmakla davacının alacak iddiasının da ispatlandığı HMK 222./son uyarınca kabul edilmiştir.
Bu sebeple; davacı kayıtlarında yer alan alacağa ilişkin faturaların dayanak teslim belgelerinin ibraz edilmesinin alacağın ispatı bakımından gerekli değildir. Şayet davalı taraf defterlerini ibraz etmiş olsaydı ve ibrazdan kaçınmasaydı davacı defterlerindeki faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı takdirde bu durumda davacı faturaların dayanağı olan teslim belgelerini ibraz etmekle yükümlüdür. Ancak HMK 222/son uyarınca davalı taraf defterlerini ibraz etmeyerek davacının alacağa ilişkin iddialarını kabul etmiştir ve davacı alacağını kendi defterleri ile ispat etmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Bursa. 20. İcra Müdürlüğünün 2019/... sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itirazının iptaline takibin devamına
2-746.345,44 TL alacağın %20 ' si tutarında İcra İnkar tazminatının davalı borçludan tahsiliyle davacıya ödenmesine ,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 50.997,78 TL'den başlangıçta alınan 9.013,99 TL peşin harç, 3.731,73 TL icra veznesine giren miktarın mahsubu ile bakiye 38.252,06 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılmış olan 59,30 TL başvurma harcı, 9.013,00 TL peşin harç harç ile 1.003,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 10.076,79 TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisine vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre hesap ve takdir edilen 54.367,27 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında alınan 1.320,00 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı karar tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022
Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.